Önümüzdeki Aralık ayında Marvel Sinematik Evreni adına izleyiciyle buluşacak olan film, tam anlamıyla bir heyecan patlaması yaşatacak gibi görünüyor. Hatta sadece No Way Home fragmanı, benim için Avengers: Endgame sonrası dökülen gözyaşlarının en azından biraz olsun kurumasına sebep oldu! O fragmanda o kadar çok karakter gördüm ki, sanki eski bir arkadaş ortamı yeniden kurulmuş gibi hissettim. Hani bazı filmler vardır, izlerken “Bu ne?!!! Bu kadar karakteri nereden buldunuz?” diye sorgularken bir anda koltuğunuzdan kalkıp dans etmeye başlarsınız. İşte bu film o filmlerden biri olacak gibi!

Yeni Spider-Man filminin geniş kadrosu, sadece izleyiciyi etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda film ekibini de muhtemelen yıpratacak. Hâlâ işin sonunda iki buçuk saatlik bir film olacağını düşününce, oldukça uzun bir süre sahneleri çekmek ve montajlamak için koşturacaklar. Cineworld aracılığıyla öğrendiğimiz bu bilgiyi duyduğum an, sanki Marvel bana yüzlerce *spider* emoji göndermiş gibi mutlu oldum. No Way Home, toplamda 150 dakika sürecek ve bu, MCU içerisindeki en uzun Spider-Man filmi olacak. Düşünsenize, Homecoming 133 dakika, Far From Home ise sadece 129 dakikaydı. Escapist olmanın bu kadar komik bir yanı var. Üç saatin sonunda “Hayır, bitmedi!” demekten gülmeden duramıyorsunuz!

• Bir Spider-Man Hayranı No Way Home Fragmanını 90’lar Çizgi Filmine Uyarladı!

Fragmanın ilk bölümünde gördüğümüz Doc Ock‘un “Hello Peter” demesi, beni resmen koltuğuma yapıştırdı! O an fark ettim ki, nostaljiye olan zaafım buraya kadarmış. Sonra ekranda Electro ve Green Goblin gibi diğer tanıdık yüzler de belirmeye başlayınca, kalbim tam anlamıyla iki kat hızla atmaya başladı. Galiba bir süre sonra panik atak geçirebilirim! Beni en çok düşündüren nokta ise bazı fanların kafasında dolaşan bir soru: “Acaba çoklu evrende geçen bir Sinister Six hikayesi mi geliyor?” Bu sorunun yanıtını bulmak için henüz erken, ama çok merak ediyorum. Neden mi? Çünkü Doctor Strange 2‘nin yönetmeni olan Sam Raimi, benim için sinemanın sultanlarından biri! Onun elinden çıkacak bir film, bana mutlaka pop corn sevmeyi hatırlatacak.

Sonuç olarak, No Way Home sadece bir film değil, duygusal bir seyahat ve çoklu evrenlerde geçecek bir şölen gibi. Hem ekranı paylaşacak karakterlerin büyüklüğü hem de hikayenin karmaşıklığı beni fazlasıyla heyecanlandırıyor. Herkesi koltuklarına yapıştıracak bir dizi sahneye hazırlıklı olmaları için uyarıyorum. Bekleyiş zor ama bu zor bekleyiş, bence dünyanın en güzel hediye paketi olacak! Öyle ki, film vizyona girdiğinde “Hadi arkadaşlar, sinema biletlerimizi kapatıyoruz, kapıdan koşarak gireceğiz!” diyerek kendimi dışarı atacağım gibi bir his var içimde. Sosyal medyada da bu konunun etrafında çokça döneceğiz, ama o sırada kendime şunları söylemeyi de es geçmeyeceğim: Marvel, sen benim hayatımda bir kütüphane gibisin!