Nintendo’nun 1987 tarihli klasiği The Legend of Zelda, pek çok oyunsever için nostaljik bir hazine anlamına geliyor. Evet, doğru duydunuz, şimdi bu nadir oyun, jelatin içinde açık artırmayla alıcı bekliyor! Özellikle de şu anda 110,000$ gibi bir teklifle, bu hikaye daha da heyecanlanıyor. Yani, 960 bin lira olmasına bakmayın, işin içine %20 Alıcı Ödemesi de girince, fiyat 1 milyon liranın üstüne fırlayabilir. Tabi ben bu rakamları duyduğumda gözlerim mahcup bir şekilde fırladı!
Bunu duyan oyun tutkunları “Neden bu kadar değerli?” diye sorabilir. Cevap oldukça basit: Bu oyun nesnesinin NES R varyantı olması. 1987 yılında piyasaya sürülen bu özel versiyon yalnızca kısa bir süre için üretildi ve 1988’de Rev-A sürümü ortaya çıktı. Yani, bu, adeta tarihin tozlu raflarında kaybolmuş bir hazine gibi! O kadar nadir ki, sadece bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sayıda kalmış olabilir. İçinde hala Zelda’nın o büyülü havası olan bir kutu hayal edin, aslında içinde ne hikayeler barındırıyor kim bilir!
Bir de üzerine, bu oyunun dünya çapında sadece bir tane açılmamış NES TM varyantının olduğu söyleniyor. Yani, eğer o kopya bir gün açık artırmaya düşerse, o zaman en az 1,5 milyon liralık tekliflerin kapıda olmasına şaşırmayın! Bu, sanki elma ile armutun mücadelesine döndü! Şu anda doğru dürüst yer bulamayan bir kopya, bir gün “ben buradayım” diye bağırınca, gözlerimiz faltaşı gibi açılacak.
Ve elbette ki, şu anki açık artırma tam anlamıyla “satın almayı umabileceğiniz en erken dönem açılmamış kopya” olarak tanıtılıyor. Düşünsenize, belki de bu oyunun aslında bir zaman yolcusunun eline geçip, 80’lerin başına dönebildiği ve orada keyifle oynandığı konuşuluyordur. Hayalini kurarken bile insanın içi kıpır kıpır oluyor. Şu anda bu açık artırma yaklaşık 27 teklif aldı, ama kesinlikle önümüzdeki günlerde rakamın daha da yükseleceğine dair bir his var. Zaten bu paralarla, Zelda’nın 20 yıllık direnişini geride bırakacak bir rakama ulaşmak pekala mümkün.
Parası olan ne yapsın, işte Zelda’yı çalıyor! Hatta belki de zamanında abisinin kutusunu açmasına izin vermeyen çocuklar şimdi pişmanlık içine düşmüştür. “Ah keşke o zaman çok istemeden de olsa açmasaydım” diye enteresan diyaloglar kurabiliriz. Anlayacağınız, nostalji büyük bir piyango. Belki de bu fırsat kaçmaz, başkaları şanslı olur ve biz üzülenler olarak kalırız. Ama en azından bu hikaye sayesinde belki de o unutulmaz günlere bir yolculuk yapmış olduk.
