Oyun Akışı Hizmetlerinin Geleceği: Stadia ve Rekabet

Oyun Akışı Hizmetlerinin Geleceği: Stadia ve Diğerleri

Oyun akışı (stream) hizmetleri, oyuncuların gelecekteki en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmeye hazırlanıyor. Hani derler ya, “Yeni bir devrim geliyor!” İşte o devrim, Google Stadia ile sahne alıyor. Ama durun, hemen coşmayın! Microsoft’un xCloud Stream servisi de var, onunla birlikte rekabet ortamı iyice kızışacak gibi görünüyor. Birbirlerini “Ben daha iyiyim!” diye kovalayan oyun akış hizmetleri, sonunda oyunculara daha uygun fiyatlarla oyun oynama fırsatı sunabilir. Yani, belki de cebimizde daha fazla para kalacak! Ama bu işin sonunda cebimizi daha da boşaltacak bir durumla karşılaşmayacağımızı kim garanti edebilir ki?

Şimdi gelin, Stadia’nın sunduğu abonelik modellerine bir göz atalım. İki seçenek mevcut: Biri ücretsiz olan Stadia Base, diğeri ise aylık 9 $ gibi bir ücretle abone olunabilecek Pro abonelik. Pro abonelik, 4K çözünürlük ve geniş bir oyun kütüphanesi sunuyor. Ama unutmayın, bu hizmete erişim için cüzdanınızı biraz daha sıkı tutmanız gerekebilir. Öte yandan, ücretsiz olan Stadia Base aboneleri, oyunlarını 1080p çözünürlükle oynayacak. Yani, “Ben ücretsiz oynarım!” diyenler için biraz hüsran olabilir. Çünkü işin özü, bu abonelikte bir oyun kütüphanesi yok, oyunları ayrıca satın almanız gerekecek. Aman dikkat, cüzdanınıza yüklenmeden önce iyice düşünün!

Her iki seçenekte de yeni çıkan oyunları satın almak zorunda kalacağınız söyleniyor. Yani, “Ücretsiz” kelimesi burada biraz yanıltıcı olabilir. Stadia’da yer alacağı açıklanan oyunlar arasında Assassin’s Creed Odyssey, Doom Eternal, Mortal Kombat 11, Final Fantasy 15 gibi büyük isimler var. Şimdi, bu oyunların fiyatları ne olacak? Tam oyun fiyatı mı, yoksa bir indirim mi yapılacak? İşte bu sorunun cevabı hâlâ belirsiz. Ama Stadia’nın patronu Phil Harrison, oyun basını ile yaptığı bir toplantıda “Neden daha ucuz olsun ki?” diyerek bu konuda biraz şok etkisi yarattı. Yani, fiziksel olarak oyun almak bir yana, dijital ortamda da tam fiyat vermemizi bekliyorlar. Bu durumda, cüzdanımızı daha fazla açmamız gerekecek gibi görünüyor.

Bakalım, bu fiyat politikası, her ekrandan erişim sağlanması ve yeni donanım ihtiyacının ortadan kalkması gibi gerekçelerle rasyonelleştirilecek mi? Yoksa Harrison bir gün “Hadi canım, biraz indirim yapalım!” diyerek oyuncuların gönlünü alacak mı? İşte burada devreye biraz mizah giriyor. Belki de Harrison, “Oyunlar o kadar pahalı ki, bir fincan kahve fiyatına alınamıyor!” diyerek durumu gülümsetmeyi umuyordur. Sonuçta, oyun oynamak da bir sanattır, ama bu sanatın bedeli biraz fazla olabilir!

Sonuç olarak, oyun akışı hizmetleri ve özellikle Stadia’nın geleceği merak konusu. Belki de bu konudaki fikirlerimiz değişecek, belki de hepimiz bir gün “Tamam, bu fiyatı ödeyebilirim!” diyeceğiz. Ama şimdilik, takipteyiz. Ve cüzdanlarımızı sıkı tutmaya devam edeceğiz!