Günümüz dünyası, insanlar arasında ciddi bir nefret sarmalı içinde kaybolmuş durumda. İnsanlar, farklı görüşlere sahip olanlara karşı öylesine öfkeli ve saldırgan bir tavır sergiliyor ki, sanki nefret kustuğumuz yalnızca insanlar değil, oyunlar da bu atmosferden etkileniyor. Bildiğiniz gibi, oyun dünyası, farklı bakış açılarına açık olan bir platform olmalı; fakat işte gelin görün ki, bu durumda çok fazla “şuncu” ortaya çıkıyor. Hayatımızda bu kadar çok nefretin olması, sanki insanların mutlu olmaktan ve eğlenmekten başka bir şey yapmak istemediği anlamına geliyor. Ya da belki de bu, bazı insanların hazmedemediği yenilikler ve farklılıklara karşı bir tür tepki şekli olarak ortaya çıkıyor.

No More Robots isimli bağımsız oyun yayıncısının kurucusu Mike Rose, geçtiğimiz günlerde Little Rocket Lab adlı oyunlarına gelen nefret dolu incelemeleri gündeme getirerek bu konudaki düşüncelerini paylaştı. Rose, BlueSky hesabından yaptığı açıklamalarla adeta bir nefret karşıtı manifestoya imza attı. Yorumlar arasında ise dikkat çeken noktalar vardı; keyifli bir oyun deneyimi sunmak yerine, geliştirici açısından oldukça acı verici eleştiriler sıralanıyordu. Özellikle, oyunda yer alan “Müslüman karakterler” gibi eleştiriler, nefret dolu bir yorum anlayışının ne kadar derinlere gittiğini gözler önüne seriyordu. Şunu unutmamak gerek: Oyunlar, sadece eğlenmek için değil, farklı kültürleri ve kimlikleri anlamak için de bir fırsattır.

Rose, gelen bütün bu eleştirilere baktığında kendi sinirinin nasıl kabardığını da oldukça açık bir şekilde dile getiriyor. Yorumlarını daha da ilginç ve ciddi hale getiren, bu tip düşüncelere karşı olan sert tepkilerdi. Hatta, geliştirici hesabını kullanarak belirli bir yorum yapan kullanıcıya oyunu iade etmesi gerektiğini söyleyerek, “Sizin gibi insanların bu dünyada olması utanç verici. Bir daha asla hiçbir oyunumuzu oynamayın!” diyerek adeta bir protesto başlatmış gibi görünüyor. Buradan da anlaşılacağı üzere, oyun geliştiricileri sadece oyun yapmakla kalmıyor, aynı zamanda eleştirilerini ve düşmanlarını da cesurca karşılayabiliyorlar.

Mike Rose ayrıca, Valve’ı da “şu işler niye böyle?” diye sorgulayarak eleştirdi. “Valve, bu nefret söylemlerine karşı neden bir şey yapmıyor?” diye düşündürten Rose, bu durumun giderek kötüleştiğini belirtiyor. Oyun dünyasının büyük isimlerinden birinin yaşadığı bu skandal, bize oyunların yalnızca eğlence değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir ayna görevi görebileceğini hatırlatıyor. Çünkü nefret söylemleri bu kadar yaygınlaştığında, o zaman eğlencenin yerini tedirginlik alır. Düşünün, sırf bir oyunda gördüğünüz bir karakter nedeniyle nefret dolu yorumlar yazmak, ne kadar komik ve bir o kadar da üzücü bir durum değil mi?

Sonuç olarak, Mike Rose’un bu çıkışı, hem sosyal medya hem de oyun dünyasında önemli bir tartışmanın kapılarını açıyor. Oyunlar, sadece bir eğlence aracı değil, bir platform olmalı. Bu platformda herkesin kendini ifade etmesine olanak tanınmalı ve nefret yerine, anlayış ve hoşgörü ön planda tutulmalıdır. Eğer bu tür olumsuzluklar devam ederse, oyun dünyası sadece kötü yorumlar ve cesareti kırılmış yaratıcılarla dolup taşacak. Unutmayalım ki, oyunlar eğlencenin yanı sıra insanları bir araya getirmeli ve farklılıkları kutlamalıdır.