Avustralya merkezli Collective Shout grubu, Visa ve MasterCard gibi büyük markaların Yetişkin içerikli (NSFW) oyunlara bakış açılarını değiştirmelerine sebep oldu. Fakat bu durum eğlenceden çok, bir yudum Ironi ile dolu. Hatırlarsanız, oyun dünyasının en özgür ruhlu internet platformlarından biri olan itch.io, Collective Shout’un etkinliği nedeniyle NSFW başlıklı oyunları katalogundan çıkardığını duyurmuştu. Bu, GOG’un tepkisini çekmişti; “Bir dakika, biz burada sadece oyun oynamaya çalışıyoruz!” dercesine, herkesin bir şekilde bu durumun arka planında dönen mekaniği anlamaya çalışması kaçınılmaz oldu.
Şimdi ise MasterCard, bu iddialara karşı bir mektup kaleme aldı ve resmi sitesinden pek koyu bir yanıt verdi. “Bütün oyunları tek tek değerlendirip birer birer engellemiyoruz” diyerek kamuoyunda rahatlama yaratırcasına bir açıklama yaptılar. Bu, “Her şey serbest, sadece dikkatli olun!” mesajının ta kendisi. Oyun dünyası için bir nevi “Ne olup ne olmadığını biz biliyoruz, ama siz yine de dikkatli olun!” uyarısı gibi. MasterCard, “yasal olan tüm işlere” serbesti tanıdığını vurguladı, ancak bu durumda kimin yasal, kimin değil olduğunu belirlemenin her zaman pek de kolay olmadığını belirtmeden geçemeyiz.
Lakin Valve, buna pek katılmıyor gibi. Onların açıklamasında, MasterCard’ın direkt bir baskı yapmadığını kabul ederken, “aba altından sopa gösterdi” dedikleri bir durumdan bahsediyorlar. Yani aslında pek bir şey yok ama yalan yok ki, böyle hissetmeye de hakkımız var. Valve, MasterCard’ın ödeme sistemleriyle ilgili bazı sıkıntıların kendilerine iletildiğini belirtti. Dediğiniz gibi, burası oyun dünyası; korkacağız da korkmayacağız da. Ama Valve’ın daha garip bir detayla devam etmesi, durumun tuhaflığını artırıyor. Diyecekler ki “Hadi oyunların yasal durumu hakkında açıklama yaptık, ama onlarda onay alamadık!” Güzel değil mi? Resmi bir açıklama yapmak nasıl da resmiyetten uzak! “Biz burada, memlekette her şeyin normal gittiğini sanıyorduk” dedirttiriyor insana.
Gelelim 5.12.7 numaralı kurala. Şimdi burada ilginç bir durum var; MasterCard, bu maddeyi öyle bir yazmış ki sanki elma ile armut arasında kalmışız gibi hissediyoruz. Anayasamız olarak kabul edilebilecek olan bu düzende, markaya zarar verecek içerikler kesinlikle kabul edilemiyor. “İtibarınıza zarar verecek bir şey sunmayın!” diyorlar ama neyin itibar zedeleyici olduğu konusunda kesin bir kriter de sunmuyorlar. “Tamam da”, diyorsun, “Benim için itibarım önemli ama senin gözünde ne itibar?” İşte burada bütün oyunlar birer birer masanın üzerine konuyor ve kuralların çizilmesi gerekiyor.
- MasterCard’ın bazı gözlemleri doğrultusunda aksi bir durum tespit edildiğinde, içerikler aniden yasaklanabiliyor. Yani aslında bir kural kitabı var ama bu kitabın anlaşılamayan yerlerini yine onlar belirliyor. İşte burası tahmin edileceği gibi pek hoş bir anekdot değil. Burada, “Nasıl kaybettiğimizi bilmiyoruz ama kaybettik!” kukuletası var.
- Bu arada, Valve’a iletilen “3 su bardağı kuralı” olarak adlandırdıkları bir kural var; bu kural işin daha da ilginç kısmı. “Bu kurala uymazsan, üç su bardağını kullanmaktan men edersin!” muhabbetini andırıyor. Yani aslında kurallar veya yasaklar belirtilse de neyin ne olduğu bir muamma haline geliyor.
Sonuç olarak, burada yaşananlar herhangi bir sinema filmi senaryosunu aratmayacak türden. Tüm bu düzenlemeler ve baskılar arasında kaybolmuş bir oyun endüstrisi olarak; “İçeriği kaldır, bak işte ben aç kaldım!” minvalinde bir çatışmada, biz oyuncuların da durumu anlaması oldukça zorlaşıyor. Şunu unutmayalım ki, bu oyun dünyasında herkes eğlenmeye ve eğlendirilmeye gelmiş. O nedenle, yapılan tüm bu düzenlemelerin daha eğlenceli bir hale dönüştürülmesi dileğiyle…
