Oyun Fiyatları 70 Dolar: Tüketici Davranışları ve Ekonomik Etkiler

Oyun dünyasında dev bir güç olan Take-Two’nun patronu Strauss Zelnick, premium oyunların yeni fiyatlarının (artık tam 70 dolara satılıyor!) oyuncuları pek etkilemediğini söyleyerek, bizleri derin bir düşünceye sevk etti. Gelin, hep birlikte bu durumu biraz esprili bir şekilde irdeleyelim. Zelnick’in söylediklerine göre, bu yeni fiyat etiketi, gerçekten de oyuncuların cüzdanlarını sarsmıyor. Birçok kişinin “70 dolar mı? Neden olmasın, sevdiğim oyuna bu parayı vermekten çekinmem!” diye düşündüğünü varsayıyorum. Oyunseverlerin yüksek fiyatlara karşı olan dayanıklılığı, adeta bir süper kahraman gücü gibi görünüyor!

Zelnick, geçtiğimiz günlerde düzenlenen mali toplantıda, oyuncuların şu anki dönemde tasarruf yapma eğiliminde olduğunu belirtmiş. Yani, bir anlamda oyuncular, harcama yaparken daha seçici hale gelmişler. Ama dikkat! Bu tasarruf durumunun arkada yatan sebepleri sadece cüzdanın kalınlığıyla ilgili değil; aynı zamanda oyuncuların beklentileri de ön planda. Yani, oyuncular sadece “gerçekten istediği ve değer biçtiği” ürünlere yönelmekte. Yıllardır beklediği, gözbebeği olan bir oyunu almadan saatlerce düşünmeyecek olan bir gamer ne de olsa, yüzlerce farklı oyun seçeneği karşısında bir karar vermeye çalışırken zorlanabilir. Hatta bazıları kredi kartını okşarken “Acaba bu ay bu kadar harcama yapıp tekrar iflas eder miyim?” diye düşünebilir!

Bununla birlikte, Zelnick’in söylediklerine göre, tüketiciler artık o kadar da merak ettikleri ama “iyi de o kadar da iyi değil” dediği oyunlara daha soğuk yaklaşmaya başlamış. Örneğin, Marvel’s Midnight Suns hakkında düşüncelerimizi bir kenara bırakırsak, bu yapım çok beğenilmedi ve o yüzden indirim dönemine girdi. Hani indirim deyince akla hemen büyük fırsatlar gelir ya, işte bu durum da biraz öyle! Zelnick’e göre, stüdyolar üzerinde “fiyatlardan bağımsız” bir baskı var. Bu durum, oyun yapımcılarının canını sıkmaya başladı gibi görünüyor.

Peki, Zelnick, ilerleyen günlerde bu durumun değişeceğine dair inatla umut vadediyor, ama biz ülkemizdeki döviz krizini unutmamalıyız! Şöyle düşünün, oyun konsolu almak için para biriktiren bir oyuncu, bir gün uyanıyor ve o konsolun fiyatı tam iki katına çıkmış. Bu karmaşık denklemin ortasında, “Ben bu oyun için bu kadar para vermem!” diye isyan eden bir gamer kafası, ne yazık ki dünyayı daha karanlık bir yer haline getiriyor.

• 70 dolarlık oyun fiyatları: Tüketicileri düşündürmeye başladı.
• Gerçekten istemediğimiz oyunlara daha az ilgi: Geri planda kalıyor.
• Döviz krizi: Sadece bizleri değil, oyun üreticilerini de etkileyecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak, Zelnick’in çalışma yöntemleri ve araştırmaları dinamik bir yapıya sahip. Ancak, oyuncuların gerçek istekleri ile cüzdan kapasiteleri arasında nasıl bir denge kuracakları hala soru işareti. Belki bir sonraki toplantısında “Bakalım yeni oyun fiyatları düşecek mi?” sorusuyla gülümseyerek salondan çıkacağız, kim bilir? Hayatın ironik yanlarıyla oyun dünyası, her zaman bolca sürpriz vadediyor!