Oyun dünyası, her zaman heyecan verici ve bir o kadar da tartışmalı olmuştur. Özellikle yeni nesil konsolların çıkışıyla birlikte, oyun fiyatları da birden bire havada uçuşmaya başladı. Hani derler ya, “Para parayı çeker.” İşte bu durumda, oyun fiyatları da paranın peşinden koşmaya başlamış gibi görünüyor. Sony, PlayStation 5 ile birlikte oyun fiyatlarını 10$ artırarak, “Neden olmasın?” deyip bir nevi oyunseverleri şok etti. Özellikle Demon’s Souls gibi bir çıkış oyununun 70$ / 80€ gibi fiyattan satışa sunulması, birçok oyuncunun cebini sarmaladı. Ama bu durum, sadece bir başlangıç olabilir.
İşin komik tarafı, bu fiyat artışı kısa süreli bir tepkiyle karşılandı ama sonrasında herkes alışveriş sepetini yeniden düzenlemeye başladı. Oyuncular, “Nasılsa bu oyunları alacağız, o yüzden ne yapalım, alışırız.” dediler. Ancak Bloomberg’den Olga Kharif ve Takashi Mochizuki’nin haberine göre, Sony’nin birinci parti exclusive oyunlarının fiyatlarını 70$’dan daha yukarıya çıkarma planları olduğu ortaya çıktı. Yani, bir gün gelinip de “Artık 100$” denirse kimse şaşırmasın, değil mi?
Bu durum, yalnızca Sony için değil, tüm oyun sektörü için bir uyarı niteliği taşıyor. Oyunların prodüksiyon maliyetleri her geçen yıl artarken, stüdyoların bunları karşılamak için farklı stratejiler geliştirmesi gerekiyor. Özellikle mikro ödemelerin ve DLC (indirimli içerik) satışlarının nasıl bir gelir kaynağı sunduğunu düşündüğümüzde, oyun fiyatlarının yükselmesi bir nebze mantıklı geliyor. Ancak, Capcom’un CFO’su Nomura’nın dediği gibi, “Bir oyunun fiyatını o oyunu yaparken ne kadar para harcadığımız değil, oyuncuların o kalite için ne kadar para ödemeye istekli olduğu belirlemeli.” Bu, biraz da oyuncuların cüzdanına ve ruh haline bağlı gibi görünüyor.
Şimdi, bu yüksek fiyatların arka planında yatan gerçekleri düşünelim. Konu sadece oyun fiyatlarıyla sınırlı değil. Artık oyunlar, sadece bir eğlence aracı olmaktan çıkıp, dev bir endüstri haline geldi. Oyun geliştirme maliyetleri, Hollywood filmleriyle yarışır hale geldi. Bir oyunun yapımında kullanılan teknoloji ve iş gücü, sıradan bir oyun projesinin çok ötesine geçiyor. Dolayısıyla, bir gün 100$’lık bir oyun ile karşılaşabiliriz. Hatta belki de Sony’nin yeni oyunları için 150$ fiyat etiketiyle tanışabiliriz. Kim bilir, belki de bir gün “Oyun alırken lütfen kredi kartınızı yanınıza almayı unutmayın!” diyecekler.
Sonuç olarak, Sony’nin yüksek fiyatları tartışması ve bu fiyatların artışını göz önünde bulundurması, oyun dünyasında neler olabileceğine dair bir işaret niteliğinde. Gelecek yıllarda, belki de bu fiyatlar, alışveriş alışkanlıklarımızı tamamen değiştirecek. O yüzden, cüzdanınızı her zaman hazırlıklı tutun ve indirim dönemlerini dikkatle takip edin! Oyun dünyasında her şey mümkün; bir gün 200$’lık oyunlar bile görebiliriz! Şimdilik, oyuncular olarak elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız: Oyun oynamak, eğlenmek ve mümkünse bu yüksek fiyatlara rağmen güler yüzle karşılamak. Çünkü sonuçta, oyun oynamak bir zevk ve buna değiyor!
