Yılın başında “2024, oyun sektöründe işten çıkarmalar yılı olacak” şeklinde bir kehanet duyulduğunda, çoğumuz bunun sadece dedikodu olduğunu düşündük. Ancak yılın ilk iki ayında bu kehanet, ne yazık ki bir gerçekliğe dönüşmeye başladı. Geçtiğimiz yıl yaşanan işten çıkarmaların sayısından daha fazlası, daha şimdiden kapımıza dayandı. Bu durum, oyun dünyasında tertip ve düzenin *ne kadar bozulduğunun* açık bir göstergesi. Tabii ki bu durum sadece bir kaygıdan ibaret değil. Adeta “işten çıkarılma furyası” diye bir yarışma başlatmış gibiyiz. O kadar hızlı gidiyor ki, gündemimizde sürekli yeni bir çıktı yaşıyoruz.

Ve işte, bu “kervana”, ünlü oyun stüdyosu Supermassive Games de katıldı. Hayır, bu sefer onlar, bir yeni oyun projesi ile değil, maalesef işten çıkarma haberiyle gündeme geldiler. Bloomberg’in verdiği habere göre, stüdyonun 150’ye yakın çalışanına, pozisyonlarının “riskli” olduğu bildirildi. Artık, çalışanlar işyerinde “çalışanlar” değil “işten atılma riski taşıyan harfler” gibi hissediyorlar. Anlaşılan o ki, 90 kişinin işten çıkarılması planlanıyor. Bir şirketin 90 çalışanını yola çıkarma kararı aldığını duymak, sanki bir oyun tasarımından çıkıp, hayatı gerçek hayatta oynamaya başlamış gibi hissettiriyor.

Gerçi resmi açıklamada işten çıkarılacak tam sayı verilmemiş, ama bizler için zaten bu sayı çok da önemli değil. İşten çıkarılan bir kişi bile olsa bu durum, bir meslektaşımızın hayatında büyük bir değişiklik demek. Onların işten çıkarılması, maarifet ehli oyun yapımcıları olarak bir başka iş arayışına yönelmeleri anlamına geliyor ki, bu da düşünülmesi gereken bir acı gerçek. Hem onların yaşam kalitesini etkileyen bir durum, hem de sektördeki yetenek kaybı oldukça kaygı verici. Umarım bu zor günler çabuk geçer ve bizler, daha fazla işten çıkarma haberi yapmak zorunda kalmayız. Artık “Şirketimiz işten çıkarmalar yapıyor” demek yerine, “Yeni oyun projemizi duyuruyoruz!” demek istiyorum.

Ayrıca, işten çıkarmaların sadece iş gücü kaybı değil, aynı zamanda moral kaybı yaratan bir unsur olduğunu unutmamalıyız. Oyun sektörü, yaratıcı zihinlerin bir araya geldiği bir yer. Dolayısıyla, kaybedilen her yetenek, sektörün belki de bir sonraki hit oyununu yaratma potansiyelini kaybetmiş demektir. İşin içinde bir karamsar gözle bakınca, “Yetecek kadar insan var mı?” diye düşünmeden edemiyoruz.

Yani, karnımda kuş tüyü gibi bir his var. Umarım ve dilerim ki bu sürecin arkasında daha olumlu bir tablo çıkar ve sektör, yeni keşifler ve yeniliklerle dolup taşar. Daha fazla çalışana ihtiyacımız var! Ama her yana dikkatlice bakalım, bu sefer dedikodu haberleri yüzünden değil, gerçekten yetenekli insanların daha fazla sektörde kalmasını sağlamak için. Unutmayın, bir oyunun en iyi şekilde oynanabilmesi için, arka planda çalışan takımların da iyi bir şekilde nasıl destekleneceği çok önemli. Bu destek, bazen sadece bir “merhaba” demekten bile geçebiliyor.