Oyunların Metal Melodileri: Doom’un Unutulmaz Müzikleri
Doom'un metal melodileriyle koluna bir gitar tak, ruhunu kaybetmenden korkma! Oyun dünyasında headbang yapmanın tam sırası!
4 saat önce
Unutulmaz Oyun Müzikleri köşemizde hafızalarımızdan çıkmak bilmeyen, hepimizde derin izler ve tatlı anılar bırakan oyun müziklerini birlikte hatırlıyoruz. Bir zamanlar oyun oynarken, başında günlerce süren mücadeleler, arkadaşlarınla birlikte söylenen şarkılar ve tabii ki o unutulmaz müzikler vardı. Şimdiki nesil belki de ekran başında heyecan dolu anlar yaşarken, bizler bunun melodik alt yapısını oluşturacak müzikleri kaybetmeden ilerliyoruz. Ve tahmin edin ne oldu? Uzun süredir kafein kullanmayı yasaklamış durumdayım kendime. Evet, ben de kafeinsiz bir hayat yaşıyorum aşkım. Ama korkmayın, bu hiç de sıradan değil! Çünkü bu günlerde aradığım enerjiyi müziklerden buluyorum. Şaka değil, bazı melodi ve ritimler beni o kadar sarıyor ki, tıpkı bir kahve içtiğimde gibi kafein dopingi alıyormuş hissine kapılıyorum.
Mesela Enter the Sandman ya da Mob Rules gibi eserler, enerji sıçraması yaratmada mimar olarak önümde duruyor. Tabii bugün konumuz metal müzik üzerine, zira elinizde dev bir pompalı tüfekle cebinde cehennem iblislerini avladığınız bir oyunda başka bir müzik türü düşünmek neredeyse imkansız gibi. Hadi gelin, metal ritimlerinin evrenine dalalım!
Doom – At Doom’s Gate ile başlayalım. Bir önceki yazımda da adı geçen Doom, bu sefer orijinal müzikleri ile karşımızda. Hem oynamak için sabırsızlandığımız, hem de kan akışımızı hızlandırmak için dinlediğimiz dolu dolu bir müzikte buluşalım. At Doom’s Gate, aniden kulaklarınıza yayılan o muhteşem enerji dalgasıyla SİZİ bekliyor! Bu müziğin amacı aslında sadece keyif vermek değil, aynı zamanda iblis öldürme buff’ı açmanıza da olanak sağlar. Hani takla atıp zıplayarak iblisleri pataklamak istiyorsanız, At Doom’s Gate köşedeki kasvetli kafein tedarikçiniz olmaya aday!
Bir gün bu müziği dinledikten sonra düşünmeden edemedim, kulağınıza gelen bu ezgiler bana neyi hatırlatıyor? Dikkatli dinlerseniz, At Doom’s Gate’in temelinde Master of Puppets‘dan izler bulmak mümkün. Üstelik bu yalnızca başlangıç! İlk oyundaki birçok diğer şarkı da, rock müzikten tanıdık olduğumuz heavy metal parçalarına dayanıyor. Misal, dördüncü bölüm olan Command Control’de, Pantera’nın efsanevi şarkısı Rise dinlenebilir! Bugün bile aklınızda kalacak olan bu parça, ayrı bir heyecan yaratıyor. Elbette bu bağlantılar benim kişisel keşiflerim, resmi bir açıklama değil. Ama dinleyip ruhunuzu okşayan ezgiler de en az bir kamp ateşine çuval dolusu odun taşımak kadar heyecan verici, değil mi?
Bu şaheserler için müzik dehası olan Robert Prince’e teşekkür etmemiz gerekiyor. Oyunun üç bölümü için tam tamına yirmi üç farklı müzik besteleyen Prince, bu parçaları bestelerken heavy metal müzik dinlemediğini de belirtmiş. Şaka gibi, değil mi? Belki de bu gerçek, onun ilham kaynağı olmuştur! Kim bilir? Geçmişte oynadığım oyunlar müzik zevkimi tarumar etmiş gibi görünüyor. Çünkü çocukluğumda en çok sevdiğim SNES oyunlarından biri olan Spider-Man and Venom: Maximum Carnage‘da da Mob Rules çalıyordu. İlginç bir tesadüf mü yoksa benim için kasten yaratılmış bir oyun evreni mi, siz karar verin!
At Doom’s Gate’in çok özel olmasının bir diğer nedeni ise geçtiği bölüm. Doom tutkunlarının ve speedrun meraklılarının kalbinde bir yere sahip olan Hangar’dan söz ediyorum. Maceranın başladığı ve zaman içinde anılara gizli kapılar açan bu ilk bölüm, sanal dünyadaki en unutulmaz anların ev sahibi. Akşam olduğu zaman, sadece girmekle kalmaz, aynı zamanda oradaki müziğin yaptığı metal riffleriyle ruhunuzu kaybetmek üzere adeta bir davet alıyorsunuz! O anlardan geriye sadece müziğin tınıları kalıyor. Unutmayın, her nota bir maceranın ve her melodi bir anının temsilcisidir. O nedenle, oyunlarınızda ve müziklerinizde hep eğlenin, hiç sıkılmayın! Dolaşın, keşfedin, müziğe dans edin!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?