Birkaç hafta önce duyurulan Painkiller, serinin takipçilerini heyecanlandırmayı başardı dersek, yanlış olmaz herhalde, öyle değil mi? Ya da belki de “muhteşem komedi filmi” tadında bir heyecan! Resmen “kurtar beni canım” diye bağırıyor oyuncular; çünkü hem eski günleri özlüyoruz hem de gelecek için bir umut ışığı var. Seriyi o eski güzel günlerine döndürebilecek mi? Hep birlikte göreceğiz. Millet hazır mıyız? O zaman fragmanımıza göz atalım:

Painkiller denildiğinde akla ilk gelen şeylerden biri kesinlikle ilginç silahlar, değil mi? Düşmanlarınızı oldukları yere (veya birbirlerine!) mıhlayabileceğiniz kazık tabancasından, etlerini lime lime edecek şurikenlere ve uzuv fırlatan roketatarlara kadar uzanan geniş bir yelpaze var yine. Bu silahlar o kadar eğlenceli ki, düşmanlarınızı parçalamak sadece bir görev olmaktan çıkıp bir sanat dalı haline gelebilir! Bazen kendimi modern bir sanatçı gibi hissediyorum; et parçalarıyla eserler yaratmak nasıl bir duygu, kim bilir?

Tabancalar, pompalı tüfekler, otomatik tüfekler ve tabii ki roketatarlar derken, uzun bir liste var önümüzde. Cehennemin akın akın gelen ordularını durdurmak için böyle bir envantere ihtiyaç olduğu açık. Düşünsenize, düşmanlar kapıda, siz de elinizde bir tabanca ile “gelin bakalım, burası bizim mekan!” demeye hazırsınız. Eğer bendeniz bir savaşçı olsaydım, düşmana böyle şahane bir karşılama yapardım!

• Kazık Tabancası: Çok hasas bir alet, düşmanı tam yerine saplayabilen bir yapıya sahip. Tam olarak “yapıştır seni buraya!” duygusunu veriyor.
• Şurikenler: Kendi fantezi dünyalarında et parçası kesmeye bayılanlar için ideal. Artık sushi de yapabilirsiniz, düşmanı da!
• Roketatarmalar: Uçan parçalarıyla düşmanı kızartmak için birebir. O anın tadını çıkarırken bir yandan “bu roket çok hızlı” diye düşünebilirsiniz.

Sonuç olarak, Painkiller bu yıl içerisinde oyun severlerle buluşacak. Sadece silahları ve düşmanları ile değil, aynı zamanda eski günlerin tatlarını getirecek hikayeleriyle geri dönmesini umut ediyoruz. Özlemiştik kendisini, o eski tadı verir umarım, bizler de keyifle oynarız. Hem belki de “şimdi ben de bir savaşçıyım!” hissini tekrar yaşatır. Gel bakalım, iyi ki geldin Painkiller!