Pandemi Döneminde Sinema Sektörünün Değişimi

Sinema sektörü, tarih boyunca insanların eğlence ihtiyacını karşılamak için kullanılan en önemli aktivitelerden biri olmuştur. Ancak, 2020’de yaşanan pandemi dönemi, bu sektörde büyük bir devrim yarattı. İnsanlar evlerine kapanınca, sinemalar adeta kapılarını kapatmak zorunda kaldı. Önce film yapımcıları zor durumda kaldı, çekimler durdu, sonra yeniden başlamasıyla birlikte vizyona girecek filmler birikmeye başladı. Ama işin garibi, bu filmleri izleyebilmek için sinemalara gitmektense, evde pijamalarla izlemek daha cazip hale geldi! Bu dönemde, sinema salonlarının ne kadar önemli olduğunu anlamamız biraz zaman aldı. Çünkü kimse, patlamış mısır almayı unuttuğu o sinema koltuğunda oturmayı özlemiyor muydu? Bunu düşününce, sinema sahiplerinin yüzü asıldı tabii.

Ve işte burada, Warner Bros devreye giriyor. 2021 yılında vizyona girecek tüm filmlerini, birer birer sinemalara değil, HBO Max platformuna taşıyacaklarını açıkladılar. Şimdi düşünsenize, Dune, Mortal Kombat ve Matrix 4 gibi devasa yapımlar, evinize kadar geliyor! Yani, sinema biletine para vermektense, rahat koltuğunuzda oturup filmleri izlemek varken neden sinema salonuna gidecekmişiz? Tabii ki, bu durum sinema sahiplerini pek de mutlu etmedi. Adam Aron, AMC Sinemaları’nın CEO’su, bu durumun kendileri için büyük bir belirsizlik yarattığını açıkladı. Yani, bir nevi “Hey, biz buradayız, ne yapacaksınız?” diye fısıldadı.

Aron, Warner Bros’un bu kararını “üzücü” olarak nitelendirdi. Bu adam, sinemanın geleceği için endişeli. Ama haklı da sayılır. Çünkü Warner Bros, sinema stüdyolarının kârının büyük bir kısmını feda ederek, HBO Max’ı geliştirmeye çalışıyordu. “Bize de biraz para verin!” dercesine bir durum. Yani, Warner Bros’un bu yeni stratejisi, sinema sahipleri için bir hayli sıkıntılı bir tablo çiziyor.

Bu noktada, Warner Bros’un ilk özel şartı dikkat çekici. Her film, sadece bir ay süresince yayın servisinde kalacak. Yani, Matrix 4 izlemek istiyorsanız, 31 gün içinde izlemeyi başarmanız gerekiyor. Sonrasında “Nerede o film?” diye interneti tararken bulabilirsiniz kendinizi. Bu da demektir ki, sinemaların açılma ihtimali göz önünde bulundurulmuş. Bir nevi “Sinemalar açılırsa, biz de burada olacağız” mesajı veriyorlar. Ama bir yandan da, bu işin bir deneme süreci olduğunu unutmamak lazım. Eğer bu plan tutarsa, sinema salonları için işlerin pek de parlak olmayacağı açık gibi görünüyor.

Ayrıca bu büyük hamle, yayın servisi savaşlarının gidişatını da etkileyebilir. Şimdiye kadar genellikle diziler üzerinden okunan yayın servisleri, büyük filmlerle de rekabet etmeye başlayacak. Bu durum, izleyiciler için daha fazla seçenek demek. Yani, bir yandan sinemaya gitmek, diğer yandan evde film izlemek. Kim bilir, belki de bir gün sinema salonları, sadece nostaljik bir anı olarak kalacak. Belki de ilerleyen zamanlarda “Biz de Black Widow’u yayınlayacağız!” diyen Disney+ gibi platformlar, bu savaşa katılır. Kim bilir, belki sinema sahipleri de patlamış mısır yerine, evde kendi patlamış mısırlarını yapıp film izlemeye başlayacaklar. Hatta bir gün, “Sinema salonuna gidecek misin?” sorusuna “Hayır, evde sinema var!” şeklinde yanıt verir hale geleceğiz!

Tüm bu gelişmeler, hem izleyicileri hem de sinema sektörünü derinden etkiliyor. Gelecekte sinema sektörünün nasıl şekilleneceğini belirleyecek olan bu birkaç aylık süreç, her yönüyle merak uyandırıyor. Acaba sinemalar kapılarını kapatmaya mı başlayacak? Yoksa izleyiciler, sinema salonlarına geri dönecek mi? Bunu zaman gösterecek, ama bizler, sinema keyfini evde de yaşayabilmek için şimdiden en iyi koltuklarımıza yerleşelim. Kim bilir, belki de bir gün, sinema salonları sadece nostaljik anılardan ibaret kalacak!