Paradox’un Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2’de Klan Satışı Tartışmaları

Paradox, Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2’nin çıkışına yaklaştıkça, müjdeli haberiyle oyunseverlerin gönlünü suladı. Ancak, bazı oyun hayranları bu müjdeyi olumlu karşılayamadı. Hani derler ya, “şişenin dibinde bakla”, işte tam burada bir durum söz konusu! Oyun dünyasında, özellikle de vampir temalı oyunlarda, klanların önemi çok büyüktür. Bu nedenle, oyundaki altı oynanabilir klan içinden ikisinin DLC ile satılması, kan şekerimizi düşürecek kadar dramatik bir olay oldu. Yani, daha oyun piyasaya bile sürülmeden, Paradox’un yaptığı bu hamle, pek de hoş karşılanmadı.

Paradox’un sözcüsü, bu konudaki *eleştirileri* dikkate alacaklarını ve değişikliğe gideceklerini açıkladı. “Lasombra ve Toreador klanlarına erişim hakkındaki geribildirimlerinizi dinliyor ve çıkış öncesi bunu yansıtacak düzenlemeler yapıyoruz. Bu konu hakkında yakında daha fazla bilgi paylaşacağız” dediğinde, yüzlerce oyuncunun “umudumuz var!” diye bağırdığını duyar gibiyiz. Şimdi, bu klanların neden bu kadar önemli olduğunu anlamamız için bir an duralım ve düşünelim: Lasombra karanlığın efendisi, Toreador ise sanatın şahı! İkisi de birbirinden farklı, ama o kadar tamamlayıcı ki.

Bütün bu sorunlar bir yana, oyunun fiyatlandırma detayları da açıklandı. Görülen o ki, Shadows and Silk paketinde iki klan yer alıyordu ve bu, vampir meraklılarını *şok* edecek kadar kötü bir haberdi! Peki, gerçekten bir Lasombra olarak karanlığa kucak açıp, düşmanlarını korkutmak istiyorsanız veya Toreador olarak bir sanat şovuyla sevgilinizi etkilemek istiyorsanız, bunun için ekstra bir şeyler ödemek zorunda kalmak ne kadar mantıklı? Hatta bu gerçekten adilde değil! Gerçekten de bir “Büyülenmiş Vampir Klanı” oyunu satın almak mı gerekiyor? Bu sorular, haliyle oyuncular arasında sıkça konuşuluyor.

Şimdi, gelin biraz daha derine inelim. Oyunun ilk versiyonuna baktığımızda, Toreador klanı oldukça popülerdi. Hatta, bazı oyuncular klanı seçerken şekil şemalardan tutun, karakterin yaratımına kadar özgürlük istiyorken, mevcut DLC ile bu özgürlüğün kısıtlanması gerçekten düşündürücü. Paradox’un şu şekilde birinci sınıf “DLC” yaratması, kendisini bir vampir hikayesinin tam ortasında bulması demek! Yani düşünün ki, bir arkadaşınıza “Merhaba, ben bir Toreador’um!” demek yerine, “Ben DLC’yi satın aldım!” demek zorundasınız. Bu, vampir olmanın “cool” yönü mü, yoksa *tamamen komik* bir yanı mı?

Oyunseverlerin sesleri giderek yükselirken, Paradox’un bu “Satan Klana Güleriz!” senaryosunu değiştirmek için ne kadar sağlam adımlar atacağı merak konusu. Belki de klanların DLC ile değil, oyunun sebzesi gibi herkes için erişilebilir olması gerektiği üzerinde bir tartışma başlatmalıyız. Özellikle yıllardır beklenen bir oyunun, madalyonun görünmeyen tarafında bu tip teklifler sunması gerçekten bizi üzüyor. Ne de olsa, vampir dünyası da olsa, bu kuralların biraz daha akılcı olması gerektiğini düşünenlerdeniz!

Sonuç olarak, Paradox’un bu yeni proje üzerine yaptıkları açıklamalarla, umarım vampir severler için daha pozitif bir yol açılır. Zira, oyuncuların bu duruma karşı tepkileri oldukça net bir şekilde ortada. Umarız, bir noktada kan akışı değişir ve oyuncular, vampir yaşamının tadını sonuna kadar çıkarırken, klan seçiminde özgür olurlar. Unutmayın, kötü vampir şakaları ve döngülerden kaçarak, bu lanetli dünyada *kendimizi bulmalıyız*!