Path of Exile 2: Act I’deki Tüm Bosslar ve Stratejileri

Path of Exile 2, oyun dünyasına bomba gibi düştü. Yani tam anlamıyla bir patlama! Şimdi herkes yeni sezonun gelmesini bekliyor; biz de bu süreçte sizlere eğlenceli bir rehber hazırlayalım dedik. Bu rehberde, oyunun senaryo bölümündeki tüm boss’ların detaylarını aktaracağız. Daha ne yapalım, boss’ların özelliklerini öğrenip, onları nasıl yeneceğinizi bilmiyorsanız, evinizde kalın ve annelerinizi üzmeyin! Hehe. Şaka bir yana, bazı boss’lardan kazanabileceğiniz sabit özellikleri de belirteceğiz. Sabit özellik veren boss’ların isimlerinin yanında yıldız (*) işareti de olacak, o yüzden dikkatli olun! Her boss’un hasar tipini ve bazı kritik yeteneklerini sizin için toparladım. Haaa, şimdilik rehberimiz sadece Act I ile sınırlı, meraklanmayın! Çok yakında Act II ve Act III versiyonları da gelecek. Yani neredeyse multiverse‘de dolanan bir dizi karakter gibi hep birlikte boss’lara hazırlanmış olacağız.

4 Nisan’a kadar, yeni sezon için boss’larla boğuşmaya hazır olmamız şart! Bu arada, yeni sezonda boss’larla ilgili yapılacak değişiklikler olursa, sıkıntı yok! Hemen düzenlemeleri yaparız, merak etmeyin. Şimdi gelin bu boss’ları inceleyelim, ama dikkat! Rehberin bundan sonrası spoiler içeriyor; şimdiden uyarıyorum.

Biera of the Rotten Pack (*) – (Bölge: Clearfell)

Biera, oyunda karşılaşacağınız ilk boss’lardan biri. İlk haritada bulunan iki boss’tan ilki olan Biera, fiziksel ve donma hasarı veriyor. Yani eğer bu boss’ta zorlanıyorsanız, donma hasarını azaltan eşyalar takarak biraz daha kolaylaşabilirsiniz, düşünün, donma etkisi altında kalmak en az buz kalibi olmak kadar kötü! Biera’nın karşısına çıkmak için kendinizi hazırlayın, çünkü kesinlikle iz bırakacak bir ölüm. Zaten %10 donma direnci kazanmak, tüm dirençlerinizi maksimuma getirmek için oldukça önemli!

The Devourer – (The Mud Burrow)

The Devourer’a ulaşmak için Clearfell’e gideceksiniz. Aldığınız ilk görevlerden biri olan dev yırtıcı, içeride The Mud Borrow adı verilen bir bölgede karşınıza çıkacak. Bu boss, normal hasarın yanı sıra bir de kaos hasarı uygulayan ilk canavarımız! Korkmayın, sadece yüksek hasar veren atışlar ve kuyruğu ile üzerinize doğru bir saldırı yapıyor. Ayy çok fena, değil mi? Ama kafa yapmadan hareket ederseniz başınız belaya girebilir. Kaçış taktiği geliştirmek hayat kurtarır!

The Brambleghast – (The Grelwood)

Brambleghast, ilk yan boss’lardan biri. Onu bulmak için Grelwood ormanlarında çığlık çığlığayken dolaşmanız gerekecek, zira biz oyuncular ondan korktuğumuz kadar ormanın derinliklerine de! Ormanda dikenli sarmaşıkların arasında bir checkpoint bulursanız – tebrikler, Brambleghast’ın kapısındasınız! Korkmayın, bir bitkisel boss ile karşılaşmak asla sıkıcı olmaz. Standart olarak oyuncuya volatile orb atabilen Brambleghast, Volatile Slam özelliği ile de sizi tek atma potansiyeline sahip! Aman dikkat, bacaklarınızı bu dikenlerden sakınarak kurtarın!

The Rust King – (The Red Vale)

The Rust King ana görev boss’larından biri. Kendisinin sadece fiziksel hasar verdiğini söyleyebilirim, ama bu yetmezmiş gibi, dört bir yanına fırlattığı mızraklar da apayrı bir tehlike! Elini kaldırıp etrafında mızrak biriktirmeye başladığında, hızlı düşünmelisiniz – yoksa canınızı almak için bir hareket yapabilir. Rust King’in krallığı mızraklarla dolu! Nasıl da zarif! Ama cidden bu boss’un yarattığı karışıklıkları düşünmek bile zor. Eğer mızraklarının sizinle buluşmasına izin verirseniz, yaşayacağınız sahne muhtemelen bir kabus olur.

The Rotten Druid – (The Grim Tangle)

Şahsen oyundaki en sevmediğim boss The Rotten Druid. Büyülü sarmaşıkları aşarak girdiğiniz Grim Tangle, yeni oyuncuları zorlayacak türden. Zehir hasarı alarak canınızın gitmesini izlemek, pek de keyifli değil, değil mi? Burada yapmanız gereken çok basit: The Rotten Druid’i geçerken kaos direnci almayı unutmayın; yoksa ortalık karışır! Bu boss’un cephaneliğinde tek atabilecek pek çok saldırı var. Kısacası, eğer bir dragon ball’daki Goku gibi poz vermeye hazırlanıyorsanız, yanılmıyorsunuz!

Asinia, The Praetor’s Consort – (Tomb of the Consort)

Geldik Act I’in ilk bölümünün sonlarına… Rotten Druid’in ardından çıkacağınız mezarlıkta iki anahtar bulmanız gerekiyor. İlk olarak Asinia’ya bakalım; kendisi ikili arasında daha hareketli olan boss. Yalnızca fiziksel hasar vuruyor olmasına rağmen yüksek yetenek komboları yapabiliyor. Oyun böyle bir şeyle dolu; önceden görülen şeyleri görmek, bazen çok zor! Bir çember yaratıyor ve bu çember giderek büyüyerek ikinci saldırısını yapıyor. Yani sürekli hareket etmelisiniz yoksa Asinia’nın tanrısal merhametine kalmış olursunuz.

Draven, the Eternal Praetor – (The Mausoleum of the Praetor)

Bunların ikisi de birbirinin bazı yeteneklerini kopyalayabiliyor, dikkat! Draven, Asinia’nın bahsettiği Death Rune yani çember saldırısını kullanıyor. Hatta uzak saldırıları ve bazı alan saldırılarını da var. Draven’ın verdiği hasar, ateş hasarı olarak karşımıza çıkıyor. Bu iki boss ile ilgili bilmeniz gereken önemli bir detay daha var! Eğer canları %75’in altına düşerse, ruhlar çağırıyorlar. Eğer bu ruhların üstünden geçip mezar taşlarına dokunursanız, arena ortamında Eternal Knight’ların belirmesi sürpriz değil! İyi şanslar!

Lachlann of Endless Lament – (Cemetery of the Eternals)

Anahtarları alıp asıl mezarlığa girdiğinizde en zorlu boss’lardan biri karşınıza çıkacak. Lachlann, ilk aşamada sizi zorlayacak! Ama ilerledikçe daha eğlenceli hale gelebiliyorsunuz, tıpkı bir arkadaşla video oyununda zorluk derecelerinde oynamak gibidir. Yavaş, sizi ciddi anlamda dondurabiliyor. Eğer yanınıza temas edersiniz, en yakından tokat yiyeceğinizi garanti edebilirim. Ortada bulunan dev mezarı kullanarak doğru taktiklerle Lachlann’ı yenen siz olabilirsiniz.

Crowbell (*) – (The Hunting Grounds)

Crowbell, kesinlikle öldürmeniz gereken yan boss’lardan biri. Haritanızda her boss aynı değere sahip olmayabilir, ama bazıları ek özellikler sunarak daha kıymetli hale geliyor. The Hunting Grounds da özellikle dikkatlice dolaşmanız gerekecek. İlk aşamada kaçmak zorunda kalacaksınız, ardından bir dar alanda boğuşacaksınız. Sadece Crowbell’i, yüksek hızda aşarak yenebilirsiniz, yoksa kendinizi Wild West filmleri gibi yalnız kalmış hissedeceksiniz!

The King in the Mists (*) – Freythorn

Hunting Grounds’u gezerken bir ritüel bölgesi göreceksiniz. Bu bölgedeki ilk göreviniz bitince ana göreviniz Freythorn’a geçmek olacak. İki fazdan biri olarak, ilk aşamada size yakından ve uzak saldırılarla çokça stres yaratıyor. İkinci fazında ise çok daha yetenekli. Riziko üst düzey, o yüzden dikkatli olun! İşte burada dikkat ettiğiniz iki önemli yetenek var: Ritual of the Dance ve Ritual of Meditation! Bunlarla kafanızın içine etmeden hareket etmeye çalışmalısınız, çünkü olası bir sabitleme paketiyle odanızdan çıkmanız son derece zor hale gelebilir!

The Executioner – Ogham Village

Artık asıl hikaye boss’u ile tanışma zamanı! The Executioner, Ogham Village’ın sonunda sizleri bekliyor! Verdiği yüksek ateş hasarı ile dikkat çekiyor. Beklenmedik bir anda üstünüze atlayarak harika bir baskı yaratabiliyor! Ve tabii ki çağırdığı askerlerle birlikte olan mücadele de göz ardı edilmez – kendinize ekstra dikkat etmelisiniz, bir anda yurdunu sayan güreşçi olma ihtimaliniz mevcut!

Candlemass (*) – Ogham Manor

Act I’in sonuna yavaş yavaş yaklaşırken, Candlemass sizi bekliyor. Kendisini bir şapel benzeri bir bölgeden bulabilirsiniz. Tüm mumlardan çıkmış ve bir kısım heyecan ekmiş gibi duran bu boss’a “merhaba” demek için Psalm of Madness isimli kitaba dokunmanız yeterli. En zayıf bosslardan biri de olsa, mutlaka dikkatinizi dağıtacak birkaç hareket yapabilir!

Count Geonor – Ogham Manor

Act I’in en zor ve son boss’u ile karşılaşmanın vakti geldi! Count Geonor, ilk seferde sizi epey zorlayabilir. Gelişmiş bir şekilde donma hasarı uygularken, sizi deli gibi zorluyor! Uçan saldırılara karşı dikkatli olun. İlk fazdan sonra, Geonor Kurt formuna geçerek tam bir çılgınlık yaratacak! Dondurucu ve yeraltı yaratıklarıyla dolu bir macera sizi bekliyor!