Türk oyun stüdyosu Elyzio, İstanbul’un tarihi Pera semtinde geçen izometrik macera oyunu Pera Coda ile karşımıza çıktı. Ne de olsa, İstanbul’un karmaşası ve güzelliği bir oyuna dönüşmeden duramazdı! Bu oyun, Disco Elysium’un psikolojik derinliğini ve Outer Wilds’ın keşif odaklı bulmaca mekaniklerini bir araya getiriyor. Yani, oyun severler, İstanbul’un sürreal bir versiyonunda geçen, neo-noir temalı, duygusal bir yolculuğa çıkmaya hazır olun!

Tanıtım fragmanında, İstanbul’un neon ışıkları altında kaybolmuş karakterimiz Deniz’i görüyoruz. Ah, Deniz! Geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalan bir avukat! Hani derler ya, “Geçmişte kalmamak için ne kadar çok çaba sarf etsen de, geçmiş seni bulur.” İşte Deniz de bu gerçeği iliklerine kadar yaşıyor. Gözlerinizi açın, çünkü Pera Coda, hayatın anlamını ararken aynı zamanda çokça güldürecek!

Bir Hayal, Bir Hikaye

Pera Coda, İstanbul’u kendine has bir sanat diliyle yorumlamaya başlayan üç mimarlık öğrencisinin oyun yapma hayaliyle başladı. Evet, doğru duydunuz! Üç mimar, “Neden sadece binalar inşa edelim? Gelin, bir oyun yapalım!” demişler. Tabii bu hayal sosyal medyada büyük ilgi görünce, Elyzio’ya katılarak hayallerini gerçekleştirme yolunda ilk adımları atmışlar. Bir mimar, bir oyun yapımcısı olunca, her şeyin ne kadar kurumsal olduğunu düşünebilirsiniz, ama korkmayın, oyun sadece binaların değil, duyguların da inşası!

Deniz’in Duygusal Yolculuğu

Pera Coda sadece bir gizem oyunu değil, aynı zamanda varoluşsal bir yargı süreci. Oyuncular, yaşam ve ölüm arasında sıkışıp kalmış olan Deniz’in geçmişiyle yüzleştiği bir maceraya adım atıyor. Yani, Deniz’in geçmişi bir kedi gibi, ne zaman karşınıza çıkacağı hiç belli olmuyor. Çevresel bulmacalar ve diyalog seçimleri, oyuncuları Deniz’in karmaşık duygusal dünyasına çekiyor. Oyuncular, Deniz’in travmatik anılarıyla yüzleşmek ve karmaşık gizemleri çözmek için hazırlıklı olmalılar. Hatta belki de “Geçmişi unutmak mı, yüzleşmek mi daha iyidir?” sorusunu düşünmeye başlayacaklar!

İstanbul’un Sürreal Yüzü

Pera Coda, İstanbul’un sürreal bir yeniden yorumlanması olmakla kalmıyor, aynı zamanda gerçek mekanlar ve yerel ayrıntılarla dolup taşıyor. Yani, oyuncular, boğazda martılarla birlikte uçmayı, Galata Kulesi’nin tepesinden şehri izlemeyi hayal ederken, bir bakıyorlar ki, bir bulmaca çözmekle meşguller. “Burada ne yapıyorum?” diye düşünürken, belki de bir simit almayı unutmuş olmanın pişmanlığını yaşıyorlar!

Oyun Mekanikleri ve Eğlence

• Yaşam ve Ölüm Arasında Sıkışmış Bir Adamın Hikayesi: Deniz’in Araf benzeri bir döngüde hapsolmuş hali, oyunculara “Hayatımda neyi yanlış yaptım?” diye düşündürecek kadar derin!
• Anlatıya Derinlik Katan Diyalog Seçimleri ve Bulmacalar: Sırlar ve bulmacalarla dolu bir öykü, öyle ki, bazen bulmacaları çözmek için kahve içmek zorunda kalabilirsiniz!
• Sürreal bir İstanbul, Gerçek Mekanlar: İstanbul’un en ikonik mekanlarında kaybolmak, sanki bir arkadaşınızın evine girmişsiniz gibi hissettirecek!
• Gözalıcı Sanat Tarzı: Neon ışıklarla yıkanmış dar sokaklardan, rüya gibi hissettiren sürreal manzaralara kadar her ortam, sanki bir ressamın paletinden fırlamış gibi!
• Öğrenmesi ve Oynaması Kolay, Akıcı Bir Oyun Deneyimi: Oyun, “Mücadele yok, sadece keşif!” mottosuyla yola çıkıyor. O yüzden, heyecanlı anlar yaşarken bir yudum çay almayı unutmayın!

Sonuç olarak, Pera Coda, sadece bir oyun değil, aynı zamanda bir deneyim! İstanbul’un sürreal yüzünde kaybolmak, Deniz’in hikayesine tanıklık etmek ve belki de kendi geçmişinizle yüzleşmek için hazır olun. Bu oyun, hem eğlenmenizi hem de düşündürmenizi sağlayacak bir yolculuk!