Pillars of Eternity: Obsidian’ın Hayal Kırıklıkları ve Umutları
Pillars of Eternity, Obsidian'ın hayal kırıklıkları ve umutlarını komik bir dille ele alıyor. Hüsranlar ve kahkahalar bir arada!
4 saat önce

Pillars of Eternity, RPG (rol yapma) oyunları arasında bir yıldız gibi parlayan bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. İki oyunuyla da kalpleri fetheden Obsidian, bu serinin hayranlarına adeta bir cennet vaad etti. Ancak, ne yazık ki bu başarı, satış rakamlarına yansımayınca, Obsidian’ın yüzünde bir hüzün bulutu belirdi. Hayal kırıklığı, bir çişe sıçrayan çocuk misali, her yerdeydi!
İkinci oyunun Fig üzerinden fonlanması ve hedeflenen 1.1 milyon doların 23 saat içinde yakalanması, bir nevi “Hadi bakalım, bu sefer işimizi sağlama alalım!” dercesine bir durumdu. Ama işin ilginç tarafı, toplamda toplanan miktarın 4.4 milyon dolara ulaşmasıydı. Hani bir bakarsınız, birisi cebinden 1 lira çıkarır, “Aman, ben bu oyunu destekliyorum!” derken, diğerleri “Neden daha fazlasını vermiyoruz ki?” diye düşünerek, paralarını ortaya koymuşlardı. İşte bu da Obsidian’ın yüzündeki hüzün bulutunu biraz dağıttı.
Peki, Pillars serisinin yönetmeni Josh Sawyer bu durumdan ne düşünüyor? Sawyer, hayranlarının bu seriye olan ilgisinden memnun, fakat üçüncü oyunun ufukta görünmemesi ona göre biraz düşündürücü. Neden mi? Çünkü kendisi, “Tekrar bu tarzda bir oyun yapmaya karar verirseniz, hali hazırdaki hayranların bu oyundan hoşlanacaklarına, yeni oyuncuların bu oyundan hoşlanacaklarına, Pillars 1 ve/veya 2’de hayal kırıklığı yaşayan eski hayranların geri döneceğine inanmamız lazım,” diyor. Yani, Sawyer’ın kafasında bir soru var: “Ya yeni oyuncular gelir de bize para dökmezse?”
Bu noktada, Sawyer’ın gözünden kaçmayan bir detay daha var. “Pillars evreni üzerinde çalışmaktan büyük keyif alan geliştiriciler bile Deadfire’ın sonunda biraz yıpranmışlardı,” diyor. İşte burada, yıpranmak kelimesinin ne kadar yerinde kullanıldığını anlamak için bir an durup düşünmek gerekiyor. Şöyle ki, oyun yapım süreci bir maraton gibidir; bazen koşmak istersiniz, bazen de “Beni bırakın, ben gidiyorum!” diye bağırmak istersiniz. Özellikle de DLC’ler (indirilebilir içerikler) üzerinde çalışmaya başlayanlar için bu durum daha da zorlaşır. Bir yandan yeni içerikler üretmeye çalışırken, diğer yandan eski oyunun ruhunu yaşatmaya çalışmak, tam bir denge meselesidir.
Özetle, Obsidian’da bir yandan umut dolu hayaller beslenirken, diğer yandan hayal kırıklıkları ve yıpranmalar da kol gezmektedir. Sawyer, bu sözleriyle üçüncü oyuna kapıyı kapamasa da, bizlerin umutlarını biraz aşağı çekmiş durumda. Yani, Pillars hayranları olarak, “Evet, üçüncü oyun gelecek!” diye heyecanlanırken, bir yandan da “Acaba bu da bir hayal mi?” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Kısacası, RPG dünyasında, her şey bir oyun gibi; bazen kazanırsınız, bazen kaybedersiniz ama her durumda eğlenmek önemlidir!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?