Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

6 dakika okunma süresi

7

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Praey for the Gods'ta kış diyalığı ve büyük bosslarla dolu heyecan verici bir maceraya atılın. Efsanevi dünyayı keşfedin!

admin

5 saat önce

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Praey for the Gods’un adını ilk duyduğumda, ZeniMax Media’nın 2017’de çıkan “Prey” isimli oyunu üzerinden “Bizim adımızı kullanamazsınız!” şeklindeki çıkışını hatırlıyorum. Ne de olsa, reklam denince, iyisiyle kötüsüyle her şey iş yapar. Nihayet, olumlu incelemelerle karşılaştıktan sonra, konsol dünyasının parlayan oyunları olan Shadow of the Colossus ve Breath of the Wild’a bir parça gıpta ederek bu oyunu izleme listeme eklemiştim. Oyun dünyasına hiç aşina olmayan biri olarak, yaklaşık bir hafta önce oyunun derinliklerine daldım. Başlarda birkaç sorunla mücadele etsem de, oyunun bitiş ekranını gördükten sonra düşüncelerim olumlu yönde değişti.

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Karlı Diyarlara Yolculuk

Oyunda, gizemlerle dolu bir buz diyarına gönderilmiş bir savaşçıyız ve buradaki sırları açığa çıkarmakla görevliyiz. Önceki savaşçılardan hiçbiri geri dönmedi ve çevremizde devasa tanrılar dolaşıyor. Amacımız, bu dev yaratıkların üzerindeki çanları çalarak “serbest bırakmak” ve bu tuhaf mekânın sırlarını keşfetmek. No Matter Studios, hikâyeyi anlatma konusunda oldukça kapalı bir yaklaşım benimsemiş. Oynarken, bazı ara sahneler dışında olayların çoğunu, önceki savaşçıların bıraktığı notlar aracılığıyla öğreniyoruz. Kısacası, olayları anlamak istiyorsanız, çevreyi keşfetmeye önem vermelisiniz.

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Hikâyenin bu kapalı anlatımı, başlangıçta pek heyecan verici olmasa da, oyunun göz alıcı grafikleri, ses kullanımı ve zaman zaman duyduğumuz müzikler, bu tuhaf dünyanın büyüsünü açıkça hissettiriyor. Özellikle, buz mavisi olan renk paleti ve fırtınalarda yolumu kaybetme hissi gibi detaylar oldukça başarılı bir şekilde işlenmiş. Aynı zamanda, oyunun başındaki öğrenme sürecinde karşımıza çıkan ilk boss, içine çekilme hissini pekiştiriyor. Evet, belki de en etkileyici boss değil ama yine de muazzam bir başlangıç. Sonuçta, hayatımızda böyle oyunlar gördük değil mi?

Keşif, yalnızca hikâye bilgisi edinmekle kalmıyor, aynı zamanda oynanışın temel bileşenlerinden birini de oluşturuyor. Shadow of the Colossus oyununun alamet-i farikası olan devlere tırmanma kısmı burada da mevcut. Ayrıca, oyunu benim gibi Legendary zorluk seviyesinde bitirmek istiyorsanız, dayanıklılık ve sağlık çubuklarınızı artırmak için keşif yapmanız şart. Bu totemleri bulmak eğlenceli ve bazıları Prince of Persia serisini hatırlatan bulmacaları çözerek bulunabiliyor. Yalnız, bu kısımlarda, Eser’in incelemesinde belirttiği üzere, açıkça BotW’den ilham alınmış; bu yüzden bazı durumlarda karışıklıklara yol açabiliyor. Eşim bile beni oynarken “Yine mi Zelda oynuyorsun?” diye soruyordu.

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Bulduğumuz silahlar kırılabilir; uzaklara paraşüt gibi kullanabileceğimiz bir kumaş parçası ile gidebiliriz, ateş yakarak ısınabiliriz ve dağlarda tırmanabiliriz. Ayrıca, bir grappling hook (borda kancası) da mevcut. Devlerle savaşırken, kılıcımızı zayıf noktalarına saplamak yerine çan çalıyoruz; bu, sağlık ve dayanıklılık çubuklarının önemini vurguluyor. Özellikle yüksek zorluk seviyelerinde dayanıklılığınız yeterli değilse, oldukça zorlanıyorsunuz.

Bu Ne Böyle, Fakir Horizon’ı Mı?

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Bu eğlenceli oynanış formülünün ne derece etkili olduğunu sorduğunuzda, o kısım biraz daha karmaşık. Bu başlık, eşimin oyunu oynarken bana söylediği bir sözü özetliyor. Öncelikle, karakterimizin dövüş animasyonları oldukça kötü. Mesela, kılıçla hamle yaptığınızda, koşuyorsanız bile karakteriniz yerinde kalıyor. Oyunda bir işaretleme sistemi mevcut ama yine de savaşlar genellikle mekanik ve sıkıcı geçiyor. En büyük sorun, hayvan avlama kısmı. Crafting mekanikleri nedeniyle ağaç kesmek ve etraftaki nesneleri toplayarak hayvan avlamak zorunlu hale gelebiliyor. Geyik ya da domuz peşindeyken, kendimizi bir Kurban Bayramı avcısı gibi bulmamız mümkün! Eşimin bu cümleyi, ben domuz kovalanırken söylemesi ise oldukça komik oldu.

Boss savaşları öncesi kaydetme sisteminin tutarsızlığı da sıkıntılı. Oyun otomatik olarak kayıt alıyor ama savaş sona ermeden yapamıyorsunuz. İyi oyunlarda ölmeden hemen önce yeniden başlatma, yaşanılan zorlukları azaltır. Fakat burada, bazen otomatik kayıt noktaları o kadar kötü tasarlanmış ki, öldükten sonra tekrar yürümek ve ara sahnelerle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bazı ara sahneleri geçmek mümkün olamazken, bazıları geçilebiliyor. Kaydetme sorunları bir iki yamayla düzeltilebilir ama bu haliyle tam sürümde hoş durmuyor. Son olarak, özellikle uçan bosslarda kamera açıları bazen sorunlu olabiliyor.

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Ancak, bu kayıt sorunları ve birkaç istisna dışında, boss savaşları genelde tatmin edici diyebilirim. Bosslar, görsel olarak birbirlerinden çok farklı olmasalar da, öldürme yöntemleri açısından çeşitlilik sunuyorlar. Oyun buraya kadar beş boss ile başlayan sayısını sekize çıkarmış durumda. Peki, bu sayı yeterli mi? Açıkçası emin değilim; bazı kaydetme sisteminin tutarsızlığından dolayı son boss oldukça kolay olmuş. Bu nedenle, yeni eklenen bossların ve içeriklerin önceki içeriklerle ne kadar farklı olduğu ve oyunun süresini uzatıp uzatmadığı hususunda belirsizlikler var.

Son Sözler

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Bütün bu ilhamların kabul edilebilir sınırları içine girip girmediğine dair tartışmalara girmeden, genel olarak hayatta kalma ve büyük bosslarla dans etmeyi harmanlayan bu oynanış yapısında çok keyif aldım. Evet, PftG’nin tüm eksikliklerine rağmen. Üstelik Aralık ayı boyunca bu gibi soğuk havalarda zorlukları, sıcak bir evin rahatında deneyimlemek de ayrı bir keyif verdi. Sonuç olarak, bu oyun sadece üç kişi tarafından geliştirilmiş ve oyunun yayınlanmasından sonra geliştiriciler, toplulukla entegre bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Bu üç kişiden biri olan Brian, oyun sırasında karşılaştığım teknik aksaklıklara yardımcı olmaktan hevesliydi. Kısıtlı kaynaklarla yapılan bu oyun, PC oyuncuları için elli liralık bir fiyatla gerçekten bir fırsat olmuş. Üstelik %100’lemeyi hedefliyorsanız on beş saatin üzerinde bir oyun süresi de cabası. Evet, ciddi eksiklikler mevcut ama genel olarak artılarının daha ağır bastığını düşünüyorum.

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Praey for the Gods: Kış Diyalığı ve Büyük Bosslarla Macera

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?