Prince of Persia: Zamanın Kumları Yeniden Doğuyor

Bir zamanlar, oyun dünyasının en gözde prensi vardı: Prince of Persia. Kılıcını kuşanmış, düşmanlarını alt edip, zamanla oynamak için yola çıkmış bir genç adam. Ama bir şey var ki, bu prensin maceraları sadece birer oyundan ibaret değildi; o aynı zamanda birçok oyuncunun kalbinde taht kurmuş bir efsaneydi. Kim bilir, belki de çocukluk arkadaşlarımızla birlikte gece yarısı gizlice oyun oynamanın heyecanını yaşadığımız günlerden kalma bir bağdı bu. Şimdi ise, bu efsanevi serinin yeniden doğuşunu, tıpkı bir zaman yolcusunun geçmişe dönüşü gibi sabırsızlıkla bekliyoruz.

Prince of Persia’nın Assassin’s Creed gibi bir devin ilham kaynağı olması, onun ne kadar önemli bir marka olduğunu gösteriyor. Yani, düşünsenize, bu oyunlar olmasaydı belki de daha az soğuk terler döker, daha az kılıç savururduk. Ama şimdi, Ubisoft Store’da oyunun sayfasını ziyaret edenler, hem PC, PS4 ve Xbox One versiyonlarının yanı sıra Switch versiyonunun da geldiğini görünce gözlerine inanamıyor. Yani bu prens, her yoldaşına bir kılıç vermek için tam gaz yola çıkmış durumda!

Tabii ki, Ubisoft’un oyunlarıyla ilgili sızıntılar konusunda geçmişte yaşananları düşününce, bu durum biraz komik. Sanki Ubisoft, “Bize sızdırmayı bırakın, biz kendi oyunumuzun sızıntısını yapalım” demiş gibi. Ama bu sefer, kimseye bırakmayıp biz sızdıralım dediler herhalde 🙂 Artık herhangi bir şüpheye yer kalmadı, oyunun Switch için çıkacağı da böylece teyit edilmiş oldu. Yani, oyunseverler, bu prensi her yerden avuçlarının içine alabilecekler. Oyun oynarken elinizde bir Switch, diğer elinizde bir çay bardağı; işte bu tam anlamıyla bir multitasking (çoklu görev) örneği!

Şimdi, Prince of Persia: The Sands of Time, 18 Mart’ta serinin hayranlarıyla yeniden buluşmaya hazırlanıyor. İlk videoların ardından gelen eleştiriler, bir nevi Ubisoft’un “Evet, biz de zaman zaman hata yapıyoruz” demesi gibiydi. Ancak merak edilen esas soru şu: Ubisoft, ortaya serinin hayranlarını tatmin edebilecek bir oyun koyabilecek mi? Yoksa “Bize bir şans daha verin, bu sefer yapacağız” diyerek geçiştirecekler mi?

Bu noktada, eğer Ubisoft bu oyunu yaparken bir kahve molası vermişse, umarım o kahve gerçekten güzel olmuştur! Çünkü bir oyun yaparken, bir yudum kahve ile harika fikirler gelebilir. Tabii ki bu kahve, oyunların mekaniklerini geliştirmek için yeterli olmayabilir ama sonuçta oyuncular olarak biz, heyecanla beklemekteyiz. Bütün bu sızlanmaların ve spekülasyonların arasında, Prince of Persia’nın ruhunun asla ölmediğini biliyoruz. O, her zaman geri dönecek ve düşmanlarını alt etmek için tekrar kılıcını kuşanacaktır!

Sonuç olarak, Prince of Persia’yı yeniden görmek, tıpkı eski bir dostla buluşmak gibi. Belki de bu oyun, bize sadece eski günleri hatırlatmakla kalmayacak, aynı zamanda genç nesil oyunculara da bu efsanevi serinin büyüsünü gösterecek. 18 Mart’ta buluşmak üzere, prens! Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlatmak için geri dönüyorsun ve biz de seni dört gözle bekliyoruz!