Quantum Error: Korkunun Sınırlarını Zorlayan Yeni Oyun Deneyimi
Korku sınırlarını zorlayan Quantum Error, koltukta otururken bağırmanızı sağlayacak! Korkmayın, hala evdesiniz!
4 saat önce
Yılın gerilim dozu yüksek oyunlarından biri olan Quantum Error, nihayet oyun severlerle buluşmak için geri sayım yapıyor. Fakat bir soru var: Bu oyunun, belirsizlik dolu anlarında kalp atışlarını artırma vaadi, gerçekten karşılanacak mı? Düşünsenize, dükkânın kapısını açtığınızda karşınıza çıkan bir gerçeklik, o lastik ayakkabılarınızı tozlu bir köşeye itip, sizi heyecan dolu bir maceraya sürüklüyor. Önümüzdeki günlerde çıkış fragmanının bizlere sunduğu görsellerin, hayal gücümüzün çok ötesinde bir deneyim yaşatacağını umuyoruz. Ancak, video oyun dünyasında “görsel şölen” dediğimiz şeyin bazen, aslında bir maket gibi boş bir içerik olma ihtimali var, değil mi? Ne de olsa, bütün salondaki koltuklar en rahat oturusun diye gelmiştir çoğu zaman.
TeamKill Media, oyunlarının tanıtımını yapma konusunda pek hevesli. Bu sefer de fragman ile dikkatleri çekmeyi başardı. Ancak, sadece bir fragmanla yetinmek olmaz; bizim gibi oyun meraklılarının, daha fazlasını görmeye ihtiyacı var. Hani “gör gör, sev sev” dedikleri gibi, Quantum Error’ın da sadece görsellere bel bağlaması yeterli olmayabilir. Asıl mesele, bu görsellerin arkasındaki hikâye ve oynamanın tadı. Şimdi merak ettiğimiz nokta, bu hikâyenin kendisinin ne kadar çekici olacağı. Olay örgüsü, unutulmaz bir deneyim sunmak için yeterince çekici mi? Yoksa zaten her yerde karşımıza çıkan klişelerle dolu mu? Bunu ancak 3 Kasım’da öğrenebileceğiz.
Oyun, aslında çok tanıdık bir hikâye ile karşımıza çıkıyor. Bir üste meydana gelen sorunlar, kesinlikle hoşumuza gidecek bir „itfaiyeci kahraman“ yaratıyor. Hemen aklımıza “Ooo, bu sefer itfaiyeci olarak büyük bir bela ile karşılaşıyoruz!” sorusu geliyor. Ama bir vatandaşa da sorarsanız, “Yahu bunun kaçıncı versiyonu?” diyecek. Çünkü sık sık kendimizi hadiselere müdahale eden bir kahraman olarak bulduk. Bazen araştırmacı, bazen de cesur bir asker olarak felaketin ortasında kalmıştık. Şimdi rolümüz, bu hikâyeyi bir itfaiyeci olarak yeniden yaşamak. Bize düşen, yangın söndürmek yerine nelerle karşılaşacağımızı düşünmek!
Visual açıdan bakıldığında, Quantum Error’ın eli oldukça kuvvetli. Çünkü bu oyun, bildiğiniz gibi Unreal Engine 5 ile geliştiriliyor. Yani göz alıcı grafikler, detaylar ve görsel efektler ile dolu bir dünya bizi bekliyor. Ama unutmamak lazım ki, harika grafikler genellikle etkileyici değilse de, hikâyenin ve oyun dinamiklerinin arkasını doldurması çok önemli. Çok sevdiğimiz ve fakat bazen unuttuğumuz bir şey var: En yeni teknoloji ile yapılan oyunların bir gün sıradanlaşma riski olduğunu. Özellikle bu oyunların sadece görsel efektlerle öne çıkması, belki ilerleyen dönemlerde bir hayal kırıklığına yol açabilir. O yüzden umudumuz, bu görselleri yeterince etkileyici bir hikâye ve akıcı bir oynanışla harmanlayıp oyuncuların gönlünde taht kurması.
Sonuç olarak, 3 Kasım’da Quantum Error’ın bizi nasıl bir deneyim beklediğini görmek için sabırsızlıkla bekliyoruz. Belki ellerimizi gözlerimize kapatıp “Hayır! Lütfen, korkunç bir şey olmayacak!” diye dua edeceğiz. Belli mi olur, bir “yangın söndürme ekibi” olarak, oyun dünyasını ateşten kurtaracak birer kahraman olabiliriz. Ya da en kötü ihtimal, hiç beklenmedik olaylarla karşılaşarak kahkahalarla dolu bir yolculuğa çıkabiliriz. Sonuçta, bu da bir macera değil mi? Gerçekten de merakla bekliyoruz!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?