Hadi gelin, oyun dünyasının en yeni fenomenlerinden biri olan Ready or Not’ın serüvenine biraz dalalım. Bu oyun, konsollara adım attıktan sonra öyle bir hızla yol aldı ki, sanki arkasında bir roket var. İlk 4 günde 1 milyon kopya satan bu oyunun 2. haftasında bu sayıyı iki katına çıkarması, oyuncuların ne kadar hevesli olduğunu gösteriyor. Yani, bu oyunu oynamak için sıraya girenler, belki de hayatlarının en büyük askeri operasyonuna katıldıklarını düşünüyorlardır.
VOID Interactive’in CEO’su Julio Rodriguez, LinkedIn hesabından yaptığı paylaşımla bu başarıyı duyurmuş. Kendisi, “Öncelikle oyunumuzu oynadıkları ve kaosa düzen getirdikleri için oyunculara şükranlarımı sunuyorum,” demiş. Yani, bu cümlede hem oyunculara bir teşekkür var hem de bir nevi “Siz olmasanız biz ne yapardık?” mesajı var. Rodriguez, devamında ise ekibine ve onlara destek olan dostlarına teşekkür etmeyi de ihmal etmemiş. Yani, bu oyun sadece birkaç kişinin değil, koca bir ordunun eseri gibi görünüyor.
Ready or Not, oyuncu topluluğunu her geçen gün genişletiyor. Sanki bu oyun, gizli bir büyüye sahip ve her oynayan kişi, etrafına yeni arkadaşlar topluyor. Belki de bu oyun, yalnızca bir video oyunu değil, aynı zamanda bir sosyal deney. İnsanlar, bu oyunun içinde kaybolup, birbirleriyle dayanışma içinde olacakları bir dünya yaratıyorlar. Düşünün, bir anda kendinizi taktiksel bir operasyonun içinde buluyorsunuz ve yanınızdaki arkadaşınızın “Beni koru!” diye bağırmasıyla kendinizi bir aksiyon filminin kahramanı gibi hissediyorsunuz.
Tabii ki, bu başarı rüzgarı sadece oyuncuların sevgisiyle değil, aynı zamanda oyunun kalitesiyle de ilgili. Ready or Not, taktiksel FPS oyunları arasında kendine sağlam bir yer edinmiş durumda. Oyun içi mekanikler, grafikler ve ses tasarımı, oyuncuları adeta ekrana kilitliyor. Sanki “Hadi bakalım, bu gece bizim gece! Taktiksel zeka ışığını yak!” diyor.
Şimdi, bu başarının ardında neler olduğunu düşünelim. Belki de daha fazla kopya satabilmek için birilerine kıskandıracak bir şeyler yapmaları gerekiyor. Mesela, oyunun içine gizli bir “Üçlü Çikolata Sosu” modu ekleyebilirler. Kim bilir, belki de en iyi taktikleri uygularken bir yandan da tatlı bir kaçamak yapma fırsatını yakalayabiliriz.
Sonuç olarak, Ready or Not her geçen gün daha da büyüyen bir fenomen haline geliyor. Şimdi merak ediyorum, bu rüzgarı ne kadar daha sürdürebilecekler? Belki de bir gün, bu oyun, sadece konsollarda değil, hayatımızın her alanında karşımıza çıkacak. Düşünün, iş yerinde “Hadi, takım olarak Ready or Not oynayalım!” dediklerinde, ne kadar komik bir durum ortaya çıkabilir! Takipteyiz, çünkü bu eğlence daha yeni başlıyor!
