Remedy Entertainment, CEO’su Tero Virtala’nın görevinden “an itibariyle geçerli olmak üzere” ayrıldığını resmen açıkladı. Evet, doğru duydunuz! Stüdyonun CEO’su bir sabah kahvesini içerken “Bugün işten çıkıyorum!” dedi ve işten ayrıldı. Tabi ki bu karar aniden alınmadı, zira stüdyo, yatırımcılarına özel bir açıklama yaparak Virtala ve yönetim kurulunun karşılıklı olarak bu noktaya geldiğini belirtti. Yani biri “Kapat kapıyı!” derken diğeri “Hoşça kal!” dedi. Onun dışında, Virtala görev devri süresince şirkete biraz destek verecek ama akabinde Remedy’ye veda edecek. Bu durum günümüzün en son moda olan “çalışmaya devam ancak yokum” tekniği gibi görünüyor.

Ve şimdi burası daha da ilginç hale geliyor! Remedy’nin kurucu ortaklarından Markus Mäki, ceo’suz kalmanın getirdiği bu karmaşaya dahil oldu. Kalıcı bir CEO bulunana kadar Mäki, CEO’luk görevini üstlenecek. Bravo Maki! Bu durumda kendisine şimdilerde CEO’luğun nasıl bir şey olduğunu araştıran bir danışmanlık firması bulmasını öneriyoruz. Belli mi olur, belki birkaç hafta sonra bakanlık hatta hükümet dalga geçerek “CEO olmadan CEO olmak” üzerine bir sempozyum düzenler!

Mäki yaptığı açıklamada Virtala’ya katkıları için teşekkür etti. Şaka gibi, ama gerçek! Mäki, Virtala’nın genel olarak şirkete yaptığı katkıları övünerek dile getirirken sanki arka planda “Ah keşke bir de kritik anlarda yanımda olsaydı.” demek istemiş gibiydi. Kim bilir, belki de bu, Remedy içindeki yetenek avcılarının en yeni trendlerinden biri olmuştur. Mesela her yönetici ayrıldığında, diğerleri arka planda “Bana gel, bana gel!” diye yankılanıyor olabilir.

2016 yılından beri stüdyonun CEO’su olan Virtala’dan henüz bir yanıt gelmedi, ama bu duruma hiç şaşırmadık! Bir CEO’nun aniden işten çıkması, bir dizi filmdeki ‘tutuklu karakterin’ aniden sahne dışı kalması gibi. Biz de “Acaba bir sonraki bölümde Virtala’nın işten ayrılışını izleyebilecek miyiz?” diye merak ediyoruz. Yoksa kendisi gizli bir efsane iş görüşmesi mi yapıyor?

Öte yandan, geçtiğimiz hafta yapılan mali toplantıda Remedy, yıl sonu beklentilerini revize etmek zorunda kaldı. Yani, FBC: Firebreak’in satışları bir nevi bizim karantina döneminde en son oynadığımız oyunun gişesi kadar kötü gitmiş. Bu da demektir ki, Remedy bir türlü “Ben kenarda dururum, siz tamamlanmayı beklerken ben de ruhsal olarak iyileşirim” stratejisini uygulayamıyor. Geri dönüş yok, direkt başarıya ulaşmak zorundayız!

Sonuç olarak, Remedy Entertainment’da büyük bir fırtına kopuyor ama durun, bu fırtınanın ardından belki bir güneş doğar ve her şey düzelir. Zaten kim bilir, belki de Mäki bu dönemi bir fırsata çevirecek ve “Ben CEO’yum, artık bu işlerin nasıl yürüdüğünü göstereceğim!” diye ortaya atılacak. Önümüzdeki günler neler gösterecek, merakla bekliyoruz. Oh, bu indie oyun dünyası, sabırsızlık içinde beklemek gibisi yok!