O yarı insan yarı makine, o bir pop kültür kahramanı, o bir polis. Tabii ki RoboCop’tan bahsediyorum! Hatta öyle bir RoboCop ki, filmlerdeki o acayip aksiyonu, şu an dijital dünyada da aynı şekilde yaşıyoruz. RoboCop: Rogue City, Nacon’ın yeni harikası, bir kez daha karşımıza çıktı ve bu kez öyle bir şey yaptı ki, pek çok oyuncuyu kendine hayran bıraktı. Bu oyun yalnızca bir video oyunu değil; izleyicilerin içinde bulabildiği nostaljik anların yeniden canlandığı bir deneyim haline geldi. Şehri gezip suçluları yakalamak, her köşe başında bir macera demek!

RoboCop: Rogue City, Steam’de %92 olumlu inceleme alarak oyuncu kitlesinin sevgisini kazandı. Ama bu konuda dikkat edilmesi gereken bir şey var: Bu, sadece bir sayı değil; bu, 435 binden fazla oyuncunun kalbini kazanmayı başarmış bir oyun için bir zafer işareti! Geçtiğimiz iki hafta içerisinde 2.7 milyondan fazla aktif oyun oturumu açıldığını düşününce, bu oyunun nasıl bir etki yarattığı ortada. Tabii ki birçok oyuncu RoboCop’un caddelerdeki adalet simgesi haline nasıl dönüştüğünü kendi gözleriyle görmek için sabırsızlanıyordu ve şimdi bu heyecan dolu yolculuğu deneyimlemek için düğmelere basıyorlar!

Nacon’ın CEO’su Alain Falc, “RoboCop: Rogue City, beklentilerimizi aşmayı başardı ve adını Nacon açısından tarihe altın harflerle yazdırdı. RoboCop hayranlarınca, RoboCop hayranları için yaratılan bu oyunda Teyon ile çalışmaktan büyük gurur duyduk” diye belirtmiş. Bu cümlede neler var? Hem bir başarı sevinci hem de bir nostalji kokusu! Şimdiye kadar RoboCop’un peşinde koşan hayranlar, yıllar önceki filmlerdeki o aksiyon anlarını oyun içinde yaşama fırsatını buldular. Bunu kim istemez ki?

İhsan’ın incelemesinden de gördüğümüz gibi, oyun o kadar beğenilmiş ki, “şimdiye kadarki en iyi film uyarlaması oyunlardan biri” unvanını kapmayı başarmış. Düşünsenize, bir filmden uyarlanan bir oyun hem eğlenceli hem de nostaljik bir deneyim sunabiliyorsa, bu duruma kimse jokere karşı gelmek istemez! Özellikle RoboCop gibi bir efsane ile birleşince, ortaya gerçekten de çok başarılı bir yapım çıkıyor. Oyun oynarken aldığımız keyif, insana hem biraz gülümsetiyor hem de nostalji bükücü bir deneyim sunuyor.

Sonuç olarak, RoboCop: Rogue City, sadece bir oyun değil, aynı zamanda duygusal bir yolculuk. Hadi gelin, RoboCop’un peşinden koşalım, caddeleri suçlulardan temizleyelim ve belki de bir gün “İşte bu, RoboCop!” diye haykıracağız. Ya da en kötü ihtimalle, birkaç yere çarpıp, kahkahalarla yere düşeceğiz. Ama ne olursa olsun, RoboCop her zaman kalbimizde bir yer edinecek. Hem yarı insan hem yarı makine, ama kesinlikle %100 eğlenceli!