Koei Tecmo’nun meşhur serisi Romance of the Three Kingdoms’ın 8. oyununun üzerinden epey uzun bir zaman geçti. Zaman ne de olsa su gibi akıp geçiyor; baka baka gözlerimiz yaşlandı! Ama neyse ki, bu durumu değiştirmek için onlar da “Yeniden yapmıyoruz dedikleri ne yalan! Bize yeniden ders verin!” dediler ve geçtiğimiz yıl Romance of the Three Kingdoms 8 Remake’ini duyurdular. Bu yeniden yapımla buluşmak için artık son ayın içine girerken yeni bir fragman da paylaşıldı. Kıyametin eşiğine gelmiş fareler gibi, fragmanı izlemekten kendimizi alamıyoruz. İzlemeye doyamadığımız bir video.
Romance of the Three Kingdoms (Üç Krallığın Hikayesi), Çin tarihinin önemli dönemlerinden birisini konu alan ve aynı zamanda Çin tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilen bir yapı. Tıpkı annemizin yaptığı lahmacunun, diğer tüm lahmacunlardan güzel olması gibi, bu eser de pek çok oyuna ilham kaynağı olmuştur. İçlerinde adını doğrudan bu eserden alan Romance of the Three Kingdoms serisi ise ayrı bir yere sahip; yani onları kıskanmakla kalmayıp, bir de patates görmekten hâlâ bıkmadıklarını söyleyebilirim.
Koei Tecmo’nun uzun süredir devam eden bu “tarihi simülasyon” serisi, en fazla “officers” içeren ve 50’den fazla senaryoya ev sahipliği yapan Romance of the Three Kingdoms 8 Remake ile 24 Ekim’den itibaren bir kez daha oyun severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Bu sefer kılıçlar ve stratejilerle donanmış olarak, oyun severlerin karşısına çıkacak olan karakterlerle göz göze veya belki de kılıç kılıca gelecekleri için heyecanlıyız! Neyse ki yaşımız kemale erdi de artık bu kılıç dövüşlerinin nasıl olacağına dair bir hayal gücümüz var.
Artık bu nostaljik serinin tekrar aramıza dönecek olması gerçekten büyük bir heyecan. Ekibin, her zamanki gibi nasıl ilginç ve sürükleyici bir hikaye ile karşımıza çıkacağı merak ediliyor. Geçmişte yaşanan ihtilallerin ve savaşların, yine bildiğimiz “doyurucu” bir biçimde ekranlara geleceğini düşünmek, bile insanı gülümsetiyor. Ah o eski günlerdeki gibi, strateji yapmanın keyfi bir başka olacak. Kim bilir, belki bu kez düşmanlarımıza karşı gerçek hayatta yapılmış teknikleri kullanır ve “Ne kadar güçlüyüm” açıklaması yaparken etrafa gülmek yerine zafer çığlığı atarız.
Bunu merakla bekliyoruz, bu film sekansı gibi dolu dolu geçen, tarihi bir serüvenin tadını çıkarırken, arkadaşlarımızla birlikte oturup kabak çekirdeği yemeyi hayal ediyoruz. Sonuçta bu tür yapımlarda dostluk pekişiyor; belki de alınan zaferin tadıyla kırmızı biberli döner yeriz! Ve 24 Ekim’deki buluşmamızda, belki de birkaç kılıç darbesi ile toplantı yapsak, orada gözyaşları dökerek birlikte sevinç çığlıkları atsak, karakterlerle kucaklaşsak! Bizim için bu oyun sadece bir oyun değil; bir kültür, bir yaşam biçimi! Heyecanla bekliyoruz, bu tarih kitabındaki kılıçların, birer oyun parçası olması için!
