Oyun karakterleriyle aşk yaşamak, bazıları için oldukça alışılmadık bir durum gibi görünse de, benim için pek de öyle sayılmaz. Geçmişte birçok kişi gibi ben de oyun dünyasına dalıp kahramanlarımıza aşık olduk. Hatırlıyor musun, Lara Croft’un o cesur tavırları, Cloud’un o melankolik bakışları? O zamanlar, hayatımızın telaşesinden uzaklaşıp onların dünyasında kaybolmayı seçmiştik. Fakat zamanla, “gençler” daha farklı bir romantizmi benimsemeye başladılar. Artık sokakta bulduğunu döven Yakuza’lara aşık olurlar oldu. O da ne demek, değil mi? Bunu duyduğuma inanamıyorum!

Twitter’da “lala_nyan0617” takma adını kullanan bir kullanıcı, Yakuza serisinin 20. yıl dönümüne özel etkinlikte, ana karakter Kazuma Kiryu ile “evlenmiş”. Evet, yanlış duymadınız! Ama tabii ki bu, gerçek bir evlilik değil. Ancak olay, Tokyo’da gerçekleşen ve “Düğünler, Cenazeler ve Diğer Törenler Sergisi” olarak adlandırılan bir etkinlikte cereyan etmiş. “Sembolik eşim” diyerek Kiryu ile çekilmiş olduğu fotoğraflarında, tanıştığı için ne kadar mutlu olduğunu ve “hayatı boyunca yanında kalacağını” vurgulamış. Yani, bu kızımız, gerçek bir evliliğin yanında sanal bir aşkı da tescillemiş durumda. Durum böyle olunca aklımda şu soru beliriyor: Sanal aşk, gerçek aşkın yerini tutabilir mi?

Eğer bu etkinlikte sahte evlilikler ve boşanma işlemleri de yapılıyorsa, bu durum bir yandan çok eğlenceli görünse de diğer yandan düşündürücü. Ah, gençler, bu aşk oyununu nasıl da ustaca yönetiyorlar! Eee, güzel bir kız, yakışıklı bir erkek karakter… İkisi de birbirine aşık olmuş, ne kadar tatlı bir manzara! Bunu duyan büyüklerin “Aman evlenmeyin!” dediğini hayal etmek zor değil. Ancak oyun dünyasında, her şey mübah; önce bir evlenir, sonra biter! Sanki gerçek hayatta şimdi bir eşya alıyormuş gibi, kapının eşiğinde hayır diyorsun, başka bir karakteri seçiyorsun.

Bu etkinliklerin artması ise düşündürücü. Bazı gençlerin, kendi gerçekliklerinden kaçmak için oyun dünyasında bu tür sahte ilişkiler kurması, gün geçtikçe daha da yaygınlaşıyor. Hayatında eksik olan o sevgiyi, bahtsız ruh eşini bir oyun karakterinde bulursan, neden ruhunu tatmin etmeyesin ki? Sonuçta, kirli realite filminde her şey bir oyun, değil mi? Ve oyun karakterlerinin sınırlarını zorlamak, biraz da hafif bir çılgınlığın getirdiği bir eğlence.

Bir taraftan, biz de gençlerimize “aşkın gerçek yüzünü” göstermeye çalışmalıyız. Ya da belki de bunu onlara bırakalım. Kim bilir, belki de bu sanal aşklar, bir gün onların gerçek aşklarını bulmalarına yardımcı olur. Sonuçta, hayatta her şey bir denge meselesi. Kim bilir, bugün Yakuza’ya aşık olan genç, yarın gerçek bir kalp çarpıntısı yaşar. Önemli olan, bu yolculukta eğlenmek ve anı biriktirmek. Ahh, gençlik işte, sonu nereye varır kimin bilir? Sadece gülümseyip izlemek kalıyor bize!