Bir konuda el sıkışmadan önce mutlaka not almayı ihmal etmeyin: Oyun, film ya da dizi uyarlamaları genelde merakla karşılanır. Kimi zaman “Keşke yapılmasaydı” dedirten bu yapımlar, kimi zaman ise “Bunu izlemem lazımdı!” diye düşündürtür. Hadi gelin, bu işlerin nasıl yürüdüğüne biraz muzip bir gözle bakalım. Belki de kahramanlarımızın sinemada yaptığı heyecan verici sıçramalar, ekran başında bizi her seferinde neşelendiriyor. Mesela, Sonic the Hedgehog filmleri, tam da bu komik ve eğlenceli sıçramaların birer örneği olarak karşımıza çıkıyor. İlk film 306,8 milyon $ hasılat elde etti, ikincisi ise şaka gibi ama 405,4 milyon $’a ulaştı! Şimdi bu başarıyla Sega’nın yüzü gülüyor ve akıllarındaki diğer markaları da yeniden değerlendirmeye alıyorlar.

Şimdi, Sega’nın COO’su Shuji Utsumi ile yapılan röportaja dalalım. Utsumi, ellerindeki diğer markaları farklı platformlara taşımak istediklerini dile getiriyor. Mobil oyunlar, Roblox gibi platformlar ve sinema… Yani, bu demek oluyor ki Sega’nın düzene sokmak için elinde birkaç sihirli değnek var! Farz edelim ki Sega, masaüstünde oyun yapmayı planlayan biri olsa, aklından geçen ilk şey ‘Bir fincan kahve ile bu iş nasıl yürür, ona bakalım!’ olurdu. Bunu bir kenara bırakın, Utsumi’nin Yakuza ve Persona gibi serileri örnek vermesi, hem oyuncular için hem de sinema severler için oldukça sevindirici bir durum. Persona’nın dramatik hikayeleri ve Yakuza’nın absürt komedisi, film olarak hayal edildiğinde ortaya nasıl bir hoşluk çıkar, hayalini bile kurmak zordur.

Tabii ki, Sega’nın yeni oyun stüdyoları satın alma planları da var. Uzaydan gelen işgalcilerden kurtulmak kadar heyecan verici bu planları duyunca aklımıza gelen ilk şey, “Sonunda Yakuza karakterlerinin de Hollywood’da sansasyon yaratması mı?” Sanki bu karakterler süper kahraman kılığına girip iş başına geçiyor gibi! Ama sakın yanlış anlamayın, Utsumi bu işin sadece hayali olduğunu söylüyor. Yani Sega’nın Microsoft ya da başkası tarafından satın alınması pek mümkün gözükmüyor. Bu da şu demek oluyor: “Ellerimizde çok önemli markalar var, sırıtmakta haklıyız, ama burada bir kalabalık olmaması lazım!”

Bütün bunlar bir yana, Sega’nın potansiyelini daha fazla kullanma niyeti, bize Persona ve Yakuza filmleri gibi harika içerikler bekleyebileceğimiz anlamına geliyor. Sinema salonlarında oturup patlamış mısır yerken bu karakterlerin maceralarını izlemek, belki de en büyük hayalimiz. Cebimizde para varken ve kolamız yanımızdayken, neden olmasın? Sonuç olarak, Sega’nın komik karakterleri ve dinamik hikâyeleri, sadece video oyunlarında değil, sinema perdelerinde de karşımıza çıkma ihtimalini her zaman barındırıyor. İlerleyen yıllarda göreceğimiz bu potansiyel, hediyemiz olabilir, kim bilir?