Shang-Chi: Etnik Çeşitlilik ve İnovasyonun Marifeti
Shang-Chi, dövüş sanatları ile etnik çeşitliliğin buluşma noktası! Süper kahramanlar bir araya geldi, kesinlikle kung-fu dansı yapıyorlar!
2 saat önce

Bir sinemasever ve çizgi roman tutkununu olduğumdan, Disney çatısı altında yükselen Marvel Sinematik Evrenini takdir etmemek mümkün değil. Birçok sinema sever için Marvel, biraz da çikolata gibi, “bunu bir daha izlememek elde değil” şeklinde adeta bağımlılık yaratıyor. Düşünün ki, sinema tarihinin en büyük gişe canavarı olma unvanını elinde bulunduran bu evren, çizgi romanların sayfalarındaki kahramanları beyaz perdede izlemek için sabırsızlanmamıza sebep oluyor. Özellikle de Avengers: Endgame ile zirve yapmış durumda. Bülent Ersoy’un sahneye çıkıp “ben geri dönüyorum” demesi gibi, bu film de bizlere geri dönüşleri ve bağlantılı hikâyeleri muhteşem bir şekilde sunuyor. Ancak unutmamak gerekir ki, her şeyin bir sınırı var, değil mi? Her şeyin fazlası zarar; bir yere kadar!
Endgame, adeta son noktayı koymuşken, serinin yaratıcısı Kevin Feige bize orada durmayacaklarını belli ediyordu. “Daha neler göreceksiniz!” dercesine, yeni içerikler sunmaya devam ettiler. Daha da komik olan, her hafta bir içerik sunarak Marvel evrenini market raflarından Fanta alır gibi alıp seyretmemizi sağlayacak hale gelmesi! Evet, bir bakıma Spider-Man: Far From Home ile biten 3. fazdan sonra, adeta bir içerik üretim fabrikasına döndü. Ama bu genişlemenin bazı sorunları da var; herkes bağlantılı öykülerin peşinden sürüklenirken, “Bunca süper kahramanı kim doyuracak?” diye sorma gereği duymuyor da değiliz!
Dünyamızda çeşitlilik, her ne kadar kritik bir mesele olsa da; Marvel da bu konuda bir yol kat etmek zorunda kalıyor gibi görünüyor. Etnik çeşitlilikte de bir artış talep eden fan kitlesi, hikayelerin daha geniş bir mozaik sunmasını istiyor. Tabuları Yıkmak Ya Da Yıkmamak İşte Bütün Mesele Bu! Kevin Feige ve Disney, bu değişimin farkında olarak Marvel Sinematik Evreni’ni farklı alt dalgarla büyütmeye başladı. Guardians of the Galaxy, az bilinen karakterleri ve daha deneysel filmleri keşfetmeye çalışırken, şimdi de Shang-Chi karşımıza çıktı. Bu tarz denemeler, bir kahraman ve onun hikâyesini anlatırken hem eğlenceli hem de ilginç bir tat katıyor.
Filmin baş karakteri Shang-Chi, Simu Liu tarafından canlandırılırken, sana sormadan edemem: “Böyle bir performansla nasıl dövüş eden bir aksiyon yıldızı gibi havalı olunur?” Adamın tam anlamıyla genç yaşına rağmen Kobe Bryant gibi sahne performansı var, sanki yıllardır dövüş sahneleri çekiyor gibi. Katty karakteri de bu “serttayfa”ya eşlik eden, sevimli ve dost canlısı bir karakter olarak şovun çoğunu üstleniyor. “Duygusal destek, buradayım!” diyor resmen. Aralarındaki dinamik o kadar eğlenceli ki, gözlerimi ayıramadan izliyorum. Bir de bunların yanında, Amerika’da yaşayan Asyalılar olarak yaşadıkları ırkçılığa dair ufak dokunuşlar oldukça etkileyici. Hani deriz ya, “Her hikayenin bir yönü vardır” işte o yön burada görünür oluyor!
Filmin baş düşmanı Wenwu, Hong Kong sinemasının usta aktörü Tony Leung tarafından canlandırılıyor. Yani sıradan bir kötü adamdan çok daha fazlası var! Bu adam, filmde bizi duygusal açıdan parçalayarak süper bir deneyim sunuyor. Kendisiyle ilgili pek çok şey var ve film ilerledikçe, onun zıt kutbu olarak benzer bir dram ile karşılaşmamız daha muhtemel. Iron Man 3’deki Mandarin karakteri ile beklenmedik bir bağlantıya sahip oluşu, hayranları oldukça heyecanlandıracaktır. Ne yalan söyleyeyim, filme olan merak katlanarak artıyor, hele ki sürprizlerle dolu olmasa bile. Cevap aradığımız o sorular birer birer netleşiyor.
Aksiyon sahneleri için ayrı bir parantez açmak gerekirse; Shang-Chi ile dövüş sahneleri adeta efsaneleşti! Her bir sahnesinde Asya dövüş sanatlarının unsurlarından nasıl ilham aldıklarını görmek mümkün. “Hero”, “House of the Flying Daggers” gibi filmlere nasıl saygı duyduklarını gözlerimizle gördüğümüz sahneler, gerçek anlamda sınıf atlıyor. Üstelik bu dövüş sahneleri o kadar ince detaylarla bezeydi ki, Jackie Chan’in gençlik yıllarını bile aklıma getirdi. Hani bazen “Dövdükçe dövülüyorsun” diye bir laf vardır, işte burada o tabiri özdeşleştiriyoruz. Merak etme, bir daha dönüp bakmaya niyetim yok!
MCU’nun büyüleyici yenilikleri arasında yer alan Shang-Chi, duygusal sahneleri ve aksiyon dolu kısımları ile göz dolduruyor. Ama ne yazık ki, bu kadar kaliteli bir işte, yersiz şakalara yer vermek biraz can sıkıcı olabilir. Büyük dramalar sırasında araya giren absürt fòlder tonundaki komikliklerin çok fazlası, adına biraz sinir bozmaya neden oluyor. Ayrıca, CGI yaratıklara yer vermekte tutarsızlıklar görüyoruz; hani az önce dövüş sahnelerini izlerken hissettiğimiz heyecan, bu noktada biraz kayboluyor. Ama bu zorluklarına rağmen, Shang-Chi ve onun öyküsü, içtenliğinden hiçbir şey kaybetmiyor.
Sonuç olarak, Shang-Chi And the Legend of the Ten Rings, izlemeye değer bir yapım olarak dikkat çekiyor. Etnik çeşitliliği, güçlü performansları ve kalitesi ile MCU’nun gelişmesine katkıda bulunduğunu söyleyebilirim. Eğer bana puan vermemi istiyorsan, 7.5/10 oldukça tatmin edici bir rakam olur. Yeni süper kahramanımız geldi, her yere dağıtılır umarım, çünkü artık herkesin onu tanıması lazım!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?