Shawn Layden’in Oyun Geliştirme Süreçleri Üzerine Düşünceleri

Shawn Layden, PlayStation’ın eski başkanı, GameLab Live programında oyun dünyasına dair oldukça ilginç ve düşündürücü yorumlarda bulunmuş. Kendisi, özellikle Naughty Dog’un son bombası olan The Last of Us Part II üzerinden oyun geliştirme süreçlerine ışık tutmuş. Layden, bu konuda bir şeyler söylemeden önce, biraz eğlenceli bir şekilde “Yoksa yine mi gözyaşları dökeceğiz?” diye düşünmeden edemiyor. Ama merak etmeyin, bu sefer sadece kahkahalar ve düşünceler havada uçuşacak!

Layden, The Last of Us Part II’nin geliştirildiği dönemde PlayStation Başkanıydı ve bu yüzden oyun hakkında yapacağı yorumlar oldukça değerli. Yani, bir nevi “Bu oyunun arkasında benim parmak izim var!” demenin en iyi yolu. Layden, “Sizleri korkutabilir ve çığlıklar atmanızı sağlayabiliriz – bunlar en kolay olan noktalar. Ancak eğer sizleri hüzünlendirebilir, derin duygu ve düşüncelere sevk edebilirsek, işte bu, tam olarak oyun tecrübesinin duygusal yönüne karşılık gelen bir şey oluyor” diyor. Yani, bir oyunun sizi korkutması kolay ama duygusal bir bağ kurması işte o “büyük iş”. Belki de oyun dünyasında ağlatmak, korkutmak kadar zor bir iş!

The Last of Us Part II, Layden’ın dikkatini çeken birçok özelliğe sahip. İlk oyun, yaklaşık üç buçuk yıl gibi bir sürede hazırlandı ve 15 saatlik bir oyun süresi sundu. Ancak ikinci oyun, tam altı yıl boyunca geliştirildi ve ortalama 25-30 saatlik bir oyun süresi sundu. Yani, “Neden bu kadar uzun sürdü?” diye soracak olursanız, belki de oyun yapımcıları “Yeterince ağlatmadık, bir daha deneyelim!” diyordur. Bu, bir tür oyun yapımcılarının “daha fazla emek, daha fazla gözyaşı” felsefesinin bir yansıması gibi!

Layden, geçmişte büyük oyunların 1 milyon dolarla yapıldığını hatırlatıyor. Şimdi ise, AAA oyunların maliyetleri 80 ila 150 milyon dolara kadar çıkabiliyor. Yani, “bir fincan kahveye” eşdeğer bir bütçe ile oyun yapmayı hayal etmek, sadece bir hayal! Layden, “Bu model sürdürülebilir değil. Oyun geliştirme maliyetleri yükselirken, oyun fiyatlarının neredeyse değişmemesi, tam bir ‘güzelim, sen bu kadar parayı nasıl kazanacaksın!’ durumu” diyor. Yani, bir yandan oyun yapımcıları “Haydi bakalım, daha fazla gözyaşı dökelim!” derken, diğer yandan biz oyuncular “Ama ben bu kadar para veremem ki!” diye haykırıyoruz.

Layden, God of War ve The Last of Us Part II gibi oyunların geliştirilmesi sırasında PlayStation’a başkanlık etti. Her iki oyun da yaklaşık olarak aynı sürelerde tamamlandı. Yani, Layden’ın “Bu oyunlar bana çok şey kattı!” demesi çok da yalan değil. Şimdi, Layden’ın dikkat çektiği bir diğer ilginç nokta ise, oyun fiyatlarının neredeyse sabit kalması. “Eğer fiyat konusunda çok esnekliğiniz yoksa, buna karşın maliyet cephesinde çok dalgalı bir tabloyla karşı karşıyaysanız, model daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor” diyor. Yani, bir yandan “Sıkı durun, yeni oyun geliyor!” derken, diğer yandan “Ama bu oyun beni iflasa sürükleyecek!” demek durumundayız.

Layden, AAA oyun geliştirmenin bu nesilde daha hesaplı bir hal almayacağını, 4K ve HDR görüntülerin ucuz olmadığını belirtiyor. “80 saatlik bir oyun için beş sene beklemek mi, yoksa 15 saatlik bir oyun için 3 sene beklemek mi?” diye soruyor. Düşünsenize, bu sorunun cevabını bulmak için bir oyun dünyası var. Layden, ikinci seçeneği tercih etmiş; çünkü “Ben daha çok oyun oynamak, kitap okumak, film izlemek ve diğer aktiviteler için zaman ayırmak istiyorum!” diyor. Yani, bir bakıma “Daha az bekleme, daha fazla oyun” sloganıyla hareket ediyor. Peki, sizce bu oyun dünyasının çıkış yolu mu?

Sonuç olarak, Layden’ın görüşleri oyun dünyası üzerinde düşünmemiz gereken birçok noktayı ortaya koyuyor. Oyun yapımcıları, maliyetlerin arttığı bu dönemde nasıl bir yol izlemeli? Belki de biraz daha esnek davranarak, oyuncuları düşündüren ve eğlendiren oyunlar yapmalılar. Sonuçta, oyun oynamak sadece bir eğlence değil, aynı zamanda bir deneyimdir. Ve deneyimlerin en güzeli ise, hem düşündüren hem de güldürenleridir!