Gülhis Canpolat’ın Skull and Bones incelemesi aklımda bir parça pembe bulutlar yaratıyor; çünkü adam bu oyunun sahipsiz kalmış bir gemi gibi olduğunu öyle güzel anlatmış ki, sanki fırtınalı denizlerde kaybolmuş bir korsanın günlüğünü okuyorum. Sırıtarak okuduğum o incelemede hem oyunun durumu hem de süzgeçte kalmış temel sorunlar öyle bir şekilde gözler önüne serilmiş ki, Gülhis adeta dipnotlarla dolu bir deniz yolu haritası çizmiş. “Neden bu kadar bekledik?” sorusunu düşünen herkes için açık bir cevabı olduğunu düşünüyorum. Ubisoft’un bu jahille (sıradan bir durum) yola çıktığına kimse itiraz edemez.

Yıllar boyunca ertelenen bir projeden bahsettiğimiz için hayal kırıklığımızın yüzdesi, ortalama bir Türk çayının sıcaklık derecesine yaklaşıyor. Ama ne yazık ki, umut çok zor bir iksir. Bu konuda Ubisoft’un ne kadar hevesli olduğu da pek ortada. Gözlerden uzak, kayıplara karışmış bir umutla, Skull and Bones’un ikinci yılına “hey, buralardayız dostlar!” der gibi yeni bir sezonla start vermesi tam bir cesaret örneği. Belki de kaybolmuş sualtı hazine haritasındaki ‘X’ işareti gibi, bir yerde bir şeylerin olduğunu biliyorum ama bulmak zor gibi. Yeni sezon, “liste dışı” bir fragman ile birlikte geliyor ama bu fragmanı yine de aşağıdan izleyebilirsiniz; hiç itiraz etmiyorum çünkü biz deniz meraklıları, içten içe shebang (büyü, ilham) peşindeyiz!

Bu yeni sezonda, daha güçlü deniz canavarları ve “ascended” silahlarla tıka basa dolu ekipmanlar bizleri bekliyor. Bakalım bu sefer gerçekten “denizlerin kralı” olabilecek miyiz yoksa başka bir yeni bölüm mi çekeceğiz? Belki de her bir deniz canavarı, daha fazla geri dönüş talep eden bir sahtekâr gibi, bizim için harika birer oyun oldu! Anlayacağınız, bu sezonun en dikkat çekici yanlarından biri, sezon ortasında tanışacağımız yeni bir PvP modu. Bu, tam olarak neye karşı koyacağımız konusunda ciddi bir merak uyandırıyor. Sonuçta hepimiz “tecrübeli” denizciler değiliz; bazılarımız daha çok “uzman amatör” statüsündeyiz.

Kendimizi bu yeni maceraya atarken, belki de daha önce yaşadığımız frustrasyonları bir kenara bırakıp, eğlencenin tadına varmalıyız. Sonuçta, bu yeni güncellemelerle birlikte, eğlencenin yerini never-ending (sonsuz) hayal kırıklıkları almaz umarım. Skull and Bones, belki de en sonunda bir “altın hazine” olabilir. Yeni sezon şu anda yayında, o yüzden tüm deniz severleri davet ediyorum; kaybolmuş olan “korsan ruhunuzu” yeniden harekete geçirmeye hazır olun! Unutmayın, denizci ruhu bazen olmazsa olmazlık sayılır!