Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

6 dakika okunma süresi

5

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Yunan mitolojisiyle yoğrulmuş yenilikçi bir Metroidvania deneyimi olan "Somber Echoes" ile efsaneleri keşfedin ve karanlık bir yolculuğa çıkın.

admin

2 saat önce

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Norveçli geliştirici Rock Pocket Games’in daha önce incelediğim ve 6.5 puan verdiğim Moons of Madness adlı oyun, biraz aceleye getirilmiş bir izlenim bırakmıştı; yine de önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulamıştım. O zamanlar stüdyonun geleceği konusunda umutluydum. Somber Echoes‘u 20 saatlik oyun süresinin ardından %100’ledikten sonra düşüncelerim kesinleşti: Bu sefer elimizde aceleye getirilmemiş, potansiyelini iyi değerlendiren ve oldukça değişik bir metroidvania deneyimi var. Aslında hikayeye hakim olmak için çok çaba sarf etmemiz gerekecek ama ilerlerken göreceksiniz ki, genel çerçeve dışında hikayeyi kavramak oldukça zor.

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Oyunumuz uzay gemisi Atromitos‘ta geçiyor. Bu gemide işler korkunç şekilde ters gitmiş ve bilinmeyen bir boyuttan gelen yaratıklarla dolup taşmış. Bu felaket sonrasında belirsiz güçler devreye girmiş ve bizleri, yani Adrestia’yı uyandırmış. Oyunun başında, amacımız ikiz kardeşimiz Harmonia’yı evrenin yok oluşuna sürüklemeden durdurmak olduğu söyleniyor; fakat Harmonia’nın bunu nasıl ve neden yapacağı, gerçekte neler olduğu ve bu Greko-Romen uzay gemisinin neyi simgelediği gibi sorulara cevap arıyoruz. Hikaye, aralara serpiştirilmiş ara sahnelerle anlatılıyor ve bu süreçte anlatıcımız, yoğun bir Yunan aksanına sahip bir kadın. Bu kişinin kim olduğunu, ancak oyunun sonunda öğreniyoruz. Hikaye karmaşık ve dört farklı son sunmasına rağmen, kafamda net görüntülerin oluştuğunu söylemek zor. Bu tür kriptik anlatımların oyunun zayıf yönlerinden biri olduğunu düşünüyorum, fakat metroidvania türünde asıl olarak oynanışa odaklandığım için sorun yaratmadı.

Oyun başladığı anda Somber Echoes‘un klasik metroidvania formatından farklı olduğunu anlıyorsunuz. Zira hemen başlangıçta Aether gücünü elde ediyorsunuz; bu, çift zıplama gibi çalışıyor. Zıplıyorsunuz, havada donuyor ve Aether sayesinde istediğiniz yöne doğru fırlatabiliyorsunuz. Bu yeteneğin benzerine, Ori oyununda da rastlamıştık ama genelde bu tür güçler metroidvania oyunlarının ilerleyen bölümlerinde açılır. Buradaysa bu yetenek en baştan kullanımınıza sunuluyor. Oyun, alışık olduğumuz duvar tırmanışı, yerde ya da havada dash gibi yeteneklerden yoksun; ancak sadece Aether gücüne sahibiz. Peki, bu oyun nasıl zorluk seviyesini ayarlıyor? Başlangıçta tek bir küre ile başlıyorsunuz ve hikaye ilerledikçe ikinci ve üçüncü küreleri de alıyorsunuz. Bu ne anlama geliyor? Zıpladınız, donmuş olarak yön seçtiniz ve o yöne fırladınız; tekrar donarak yön seçebilir ve ayağınız yere değmeden üç zıplama gerçekleştirebilirsiniz. Ek olarak, düşüşü yavaşlatan hover botları da mevcut. Çoğu platform sekansını bu iki yeteneği kullanarak geçiyorsunuz ve daha önce erişemediğiniz bölgelere ikinci ve üçüncü küreler ile erişiyorsunuz.

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Bunun yanı sıra, bir de Süpernova özelliği bulunuyor. Haritanın belirli noktalarında devasa Aether Fenerleri mevcut. Bu fenerleri fırlatıp, güçlü bir ışık hüzmesine dönüştürdüğünüzde haritayı açmanıza engel olan mavi Nocturnal duvarlarını geçebilirsiniz. Somber Echoes, odak noktasını savaşlar ve bosslardan ziyade platform bulmacalarına kaydırmış durumda. Sahip olduğunuz yeteneklerle haritanın keşfedilmemiş alanlarını açmak için çeşitli platform sekanslarıyla karşılaşıyorsunuz. Özellikle Süpernova ile ilgili bulmacalar, sadece reflekslerinizi değil, aynı zamanda beyninizi de çalıştırmanızı gerektiriyor; bu da benim hoşuma giden bir özellik oldu. Bu tür oyunlarda sıkça karşılaşılan, “tuzağa dokundun, tek dokunuşta öldün” seviyesindeki ögelerden ziyade, mavi elektriğe dokunmanız durumunda hiçbir can kaybı olmaksızın platformun başlangıcına ışınlanmanız, oyun deneyimini çekici hale getiriyor.

Yine de bir metroidvania’da platform bölümleri kadar bossların da önemli olduğunu düşünenlerdenim ve Somber Echoes bu noktada sınıfta kalıyor. Oyunda oldukça az sayıda boss mevcut ve ne yazık ki iki tanesi neredeyse aynı. Tasarım açısından da orijinal olduğunu söylemek güç; zira öğrenmesi zaman alan bosslar değiller. Aksine, zorluk seviyesini artırmak için bazı bossların yanında “add” olarak adlandırılan yardımcı düşmanlar eklenmiş. Centimanes ve Cyclops gibi bosslar, kendi başlarına pek zorlayıcı görünmüyor, ancak bu yardımcı düşmanlarla baş etmek zorunda kalmak can sıkıcı bir deneyim yaratıyor. Sonuçta bosslar akılda kalıcı olmaktan çok uzak.

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Oyunun harita yapısı oldukça iyi tasarlanmış ve %100’cü oyuncular için son derece keyifli başarımları var. Haritada kurtarılmayı bekleyen 26 ‘hayatta kalan’ mevcut ve gerçekten de çok iyi bir şekilde saklanmış. Her köşeyi didik didik etmenizi isteyen bir yapısı var. Ayrıca, toplamaya çalıştığımız 12 kolye parçası ve Nyx’ler gibi çeşitli toplanabilir ögeler de mevcut. Somber Echoes’un hızlı seyahat sistemi başta alışılması zor olsa da, oyunda ilerledikçe mantığını kavrıyorsunuz. Haritanın farklı bölgeleri arasında sadece o bölgeler içinde seyahat edebiliyorsunuz; bölgeler arası geçiş için Circe kapılarını bulmalısınız. Örneğin, Lower Residence bölgesindeki bir geçitten Heavy Industries bölgesine gitmek için önce Lower Residence’taki Circe kapısına ışınlanmalı, ardından o kapıdan Heavy Industries’teki Circe kapısına geçmelisiniz. Bölge geçişlerini hızlandırmak adına, bir zorunluluk olmadığında daha rahat olurdu. Özellikle oyunun ilerleyen bölümlerinde haritayı keşfetme düşüncesiyle dolaşırken, Circe kapıları ile uğraşmak bir miktar zaman kaybı yaratıyor.

Görsellik ve atmosfer ise Somber Echoes’un en güçlü yanları arasında. Çizimler ve arka plan detayları oldukça etkileyici. Yarıştığımız atmosfer kesinlikle etkileyici, ancak seslendirmelerle pek bir işimiz yok çünkü yalnızca bir anlatıcı var ve onun yoğun Yunan aksanı, içinde bulunduğumuz fütüristik Yunan mitolojisi bağlamında açıklanabilir bir detay.

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Aslında bu yazıyı kaleme alırken, Somber Echoes’un anlatım açısından zor bir metroidvania olduğunu düşünüyordum; hala da o fikre sahibim. Bu türdeki oyunları seven oyuncular, Somber Echoes‘un sunduğu yenilikleri takdir edeceklerini düşünüyorum. Evet, bazı eksiklikler ya da zayıf yönler mevcut ama bir kez kendinizi kaptırdığınızda, oyundan kalkamayacağınızı söyleyebilirim. Oyuncuyu bu şekilde içine çekebilmek harika bir başarı. Bu nedenle, Somber Echoes bana Rock Pocket Games’in doğru yolda olduğunu düşündürttü. Eğer bir sonraki oyunları da metroidvania olursa, mutlulukla karşılarım.

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Somber Echoes: Yunan Mitolojisiyle Dolu Yenilikçi Bir Metroidvania Deneyimi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?