Yılın en çok beklenen oyunu Starfield‘dan sürekli heyecan verici haberler gelmekte. Bethesda’nın patronu Todd Howard, GQ ekibinin mikrofonlarına konuşarak, oyunun New Game+ moduna sahip olacağını duyurdu. Ancak bu, sıradan bir New Game+ değil; Howard’a göre “benzersiz bir özellik” ile süslü olacak. Evet, tam da burada aklımızda bir soru belirmiyor değil: Bu benzersizlik neyin nesi?

Howard, bu yeni özellik sayesinde oyunculara oyunu tekrar baştan oynama motivasyonu sunacaklarını iddia ediyor. Yani, oyunu bitirdikten sonra, yeniden başlayıp aynı heyecanı tekrar yaşamak için bir sebebimiz var. Peki, bu ne kadar mantıklı? Oyunu bitirip uzayda biraz gezinmek, yan görevler ne de olsa tam bir saatler öldürme aracı. Hani, bir mandalina kabuğunu soymak, altına kadar soydum! Ama hayal edersiniz ki, devasa bir evrenin içinde kaybolmak da bir o kadar lezzetli. Ancak bunu yapmak için yüzlerce saat harcamış bir oyuncunun mental yorgunluğunun atılması gerektiğini unutmamak lazım!

Starfield, bir evren boyutunda gezerken, yan görevlerde kaybolmuşken, kim bilir daha nelerle karşılaşacağız? Bethesda, Starfield ile yaptığı canlı çekim fragmanından sonra oldukça ses getirdi, bunun da altını çizmem gerekiyor. Gerçekten de Bethesda, bu oyunu oluştururken sadece biz oyuncuları düşünmemiş, aynı zamanda evrenin tamamını, arka plan hikayesini de düşünmüş gibi gözüküyor. Peki ya şimdi biraz oturup düşünelim: Bu New Game+ modunda daha önce verdiğimiz kararların sonuçlarının evrene yansımasını görebilecek miyiz? Bunu hayal ederken bile kafamızda deli sorular uçuşuyor!

• Bethesda, Starfield Canlı Çekim Fragmanıyla Şov Yaptı

Örnek vermek gerekirse, daha önce bir uzay gemisini seçtiğimizde bu seçim gerçekten de evrenin akışını nasıl etkiliyor? Yan görevde tanıştığımız bir karakter, ilerleyen saatler sonra bize düşman mı olur yoksa kahraman mı? İşte şu an içimde bir dedektif var, tüm bu soruları yanıtlamak için bir artı bir soru işareti oluşturmuş durumda. New Game+ geldiğinde, kelimenin tam anlamıyla mevcut evreni taze bir gözle yeniden keşfedeceğiz demektir! Fakat, bazen bu keşif, bir kahvenin başında oturup düşünmek yerine, bir tarsus kasabasında çöl ateşinde kaybolmayı da gerektirebilir. Tam bir risk!

Sonuçta Starfield, yalnızca bir oyun değil, aynı zamanda keşif dolu bir psikolojik deney olacak. Howard’ın açıklamaları bizi heyecanlandırıyor, ama bir yandan da içimizdeki “neler olacak” sorusunu körüklüyor. Belki de bu “benzersiz” özellik, sadece yeni hayal gücü oyunlarımızı değil, aynı zamanda evrendeki en derin korkularımızı da keşfettirecek. Evet, bu sırada yan görevlerde kaybolup lamba söndürdüğümüz Yemek Hanesi’nden sonra, “bu nasıl oldu?” diye düşündüğümüz anlar geçirebiliriz. Hmm, merakla bekliyoruz!