Tears of the Kingdom: Açık Dünyada Sıradışı Bir Macera Deneyimi

Geçen akşam markete doğru yürüyüş yaparken gözüm kaldırımdaki hırdavatlara ilişti. Hemen kafamda “Eğer bunu şuna yapıştırırsam ve altına tekerlek koyarsam, belki daha hızlı gidebilirim” gibi fikirler belirmeye başladı. Ancak, insanların eşyalarına göz koymanın yasal sonuçlarını düşünmem biraz zaman aldı. Gökyüzüne baktım ve ayı gördüm, “Sanki ayın fotoğrafını çekmem gerekiyordu” dedim. Fakat, o fotoğrafı gündüz çekmem gerektiği gerçeği aniden aklıma geldi ve bu görevin gerçek dünyada değil, sadece bir oyunda var olduğu düşüncesi 1-2 saniye daha sürdü. Eve geldiğimde sandalyeme oturup tavana bakarken “Acaba zıplayıp tavana daldığımda vücudumun yarısıyla üst komşularımın salonunun ortasından çıksam ve onlara sadece ‘anlatsanız da size kimse inanmaz’ dessem nasıl olurdu?” diye düşündüm. Kısacası, ben bu oyuna kapıldım dostlar. Düşmek kelimesini kullanırken bile “Son anda paraşüt açarım, hiçbir şey olmaz” diye düşünüyorum. Eğer Tears of the Kingdom hakkında övgüler yağdıranlardan farklı bir şey söylememi bekliyorsanız, üzgünüm ama sizi hayal kırıklığına uğratacağım; ben de övgü selinde bir damla daha olmak istiyorum.

Birçoğunuz şu an “Neden bunları konuşuyoruz ki?” diyor olabilir ama bence “The Legend of Zelda nedir?” konusunu ele almak gerekli. Eski çakma konsollar sayesinde Mario’ya, animesi ve Go’su sayesinde Pokémon’a aşinalığımız var; ancak Nintendo’nun en önemli üç serisinin biri olan Zelda’ya biraz uzak durduğumuz söylenebilir. Peki, Zelda nedir? Rol yapma oyunu mudur, açık dünya mı, “hikâyeli bir oyun” mu? Neden bu kadar öne çıkıyor ve bu yeşil çocuk çömlek kırmaya neden bu kadar hevesli? Tears of the Kingdom’ın bu denli popüler olduğu bir zamanda, bunları derinlemesine konuşmak faydalı olur.

• Zelda, aksiyon-macera türünde bir oyun. Her ne kadar rol yapma ögeleri bulunsa da kendisi gerçek bir RYO değildir. Hikâye odaklı bir yapısı yoktur, seviye atlama, yetenek geliştirme gibi unsurlar da bulunmaz.
• Serinin masalsı yapısı, “kahramanın yolculuğu” hissini vurgulamaya çalışır. Kötü bir düşman dünyayı cehenneme çevirirken, siz de ışık çocuğu olarak onu durdurmaya çalışırsınız.
• Breath of the Wild, hem Zelda serisi hem de genel oyun dünyası açısından bir devrim yarattı. Yüzeylerde serbestçe hareket etme ve keşif hissiyatı açısından sıradan bir açık dünya oyunundan çok daha öteye geçti.

Link’in her yüzeye tutunabilmesi ve istediği yere tırmanabilmesi bu oyunu o kadar heyecanlı kılıyor ki, özellikle gökyüzünde ve yeraltında (Depths) keşfedilecek yerler eklendiğinde geçen kurallar tamamen değişiyor. Ancak Tears of the Kingdom’ın sunmuş olduğu deneyim, öncekilerden çok daha fazlasını tarife ediyor. Haritanın büyüklüğünden bahsetmeye başladığımda, BotW’daki coğrafyanın sadece üst kısmının olmadığını da bilmelisiniz; gökyüzünde ve yer altında eşsiz alanlar var.

Ama yalnızca büyük bir oyun alanı değil, asıl önemli kısım, bu devasa alanla etkileşim şeklimiz. Oyunun sunduğu yetenekler sayesinde her neyi nasıl kullanacağınız tamamen sizin yaratıcılığınıza kalıyor. Zamanı geri sarmak, yukarı dalmak, füzyon ve Ultrahand gibi yeteneklerle oyuncular, hayal güclerinde yarattıkları her türlü çözümleri deneyebilirler. Belirli bir nesneyi burada kullanıp başka bir yerde nasıl faydalı olacağını düşünmek oldukça heyecan verici.

• Zamanı geri sardırmak: Düşen bir nesneyi geri çekerek yerinde tutmak mümkün.
• Yukarı dalmak: Yukarıdaki bir yüzeye dalmak, birçok bulmacanın çözümünde yeni kapılar açıyor.
• Füzyon: Farklı nesneleri birleştirerek yeni silahlar veya araçlar oluşturabilirsiniz.
• Ultrahand: Nerede ise, istediğiniz her şeyi taşıyabilme ve birleştirme olanağı sunuyor.

Ancak, bu kadar mekanik yetenek sadece bellekle sınırlı değil; aynı zamanda kontrollerin basitliği de büyük önem taşıyor. Yancılar, savaşlarda ve bulmacalarda kendi yetenekleriyle oyuncunun işini kolaylaştırıyor; ancak kontrollerinin zorluğu, bu potansiyeli tam olarak kullanmayı zorlaştırıyor.

Sonuçta, Tears of the Kingdom, birçok yönden sıradan oyunların ötesinde, oyunculara inanılmaz bir deneyim sunuyor. Akıllıca tasarlanmış mekanikleri, geniş harita, bulmacalar ve etkileşim ile dolu bir dünya ile gerçekten eşsiz bir deneyim gerçekleştiriyor. Nelere imkan verdiğini görmek için her an kaynağınızı zorlamaya istekli olmalısınız. Evet, her şeyin ötesinde, Tears of the Kingdom bambaşka bir gerçeklik sunarak, alışılageldik oyun anlayışını sorgulamanıza neden oluyor.