Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

4 dakika okunma süresi

4

Tedavi Sürecimde Yoldaşım: The Night Agent

Tedavi sürecimde yoldaşım "The Night Agent"! Hem geceyi aydınlatıyor, hem de dizi takıntımı doktoruma açıklamamı kolaylaştırıyor!

admin

3 saat önce

Tedavi Sürecimde Yoldaşım: The Night Agent

Son dönemlerde yaşadığım tedavi süreçleri nedeniyle çoğu zaman yatakla sıkı bir dostluk kurmuş durumdayım. Yatakta geçirdiğim bu süre zarfında, hayat kurtarıcı olan diziler ve filmler ile zaman geçirmeye çalışıyorum. Nasıl olur da bu kadar tempolu bir hayattan evde kalmaya geçiş yapabilirim? Her ne kadar bedenen yatakta kalsam da, ruhen bir aksiyon filminde kahraman gibi hissediyorum. İzlediğim herkesin aksine benim olayım “dizideki tüm sakatlıkları hızlıca atlatıp hastalığı alt etmek.” Bu sebepten bir şeyler izlemem şart oldu, tabii ki! İşte bu süreçte beni saran ve zamanın nasıl geçtiğini unutturan bir dizi ile tanıştım: *The Night Agent*!

*The Night Agent*, 23 Mart’ta izleyiciyle buluştuğunda, Netflix’in şu ana kadar yayınladığı en büyük başarılardan biri olmayı başardı. O kadar çok izlendi ki, 6 gün içinde tam 168.71 milyon saatlik izlenme süresi kaydedildi. Bu insanlar diziyi izlerken başka bir şey ile uğraşmadıkları kesin; yoksa izleme saatleri bu kadar fazla olamazdı. Sanırım bu dizi yayınlandığında tüm dünyada “çalışanlar hastalıktan muzdarip!” diyerek izin talepleri yağmur gibi yağmış olmalı! Bu büyük ilginin hemen ardından Netflix, dizinin ikinci sezonu için onay vermekle kalmadı; aynı zamanda bizim gibi hastaların dikkatini çekmekte oldukça başarılı olduğunu düşündü. Tabii ki yeni sezonun ne zaman geleceği konusunda henüz kesin bir bilgi yok ama ben zaten Netflix çatısı altında, dizi beklemenin de bir tür sanat olduğunu düşünmeye başladım. Kadehimi şimdiden bu sanat dalında yükseltiyorum!

Dizinin temelini Matthew Quirk’in aynı adı taşıyan romanı oluşturuyor. *The Night Agent*, Peter Sutherland isimli bir FBI ajanının etrafında şekilleniyor. Peter, bir anda kendisini bir komplo sarmalının içinde buluyor. Her şey elbette karmaşık, beklenmedik gelişmelerle dolu. Ama beni asıl etkileyen, dizinin direksiyonunda bulunan Gabriel Basso ve Luciane Buchanan’ın performansı oldu. İzlerken, “Acaba bu kadar karışık olayları ben çözebilir miydim?” diye bir düşündüm, sonra “Hatta Peter’ın yerinde olsam, şu an hastalık izni almaya devam ederdim!” dedim. Sanırım, her FBI ajanı gibi ben de iyi bir tatil yapabilirdim!

Oyuncu kadrosundaki diğer isimlerden de bahsetmek gerekirse, Hong Chau ve D. B. Woodside gibi tanıdık yüzler de var. Bu arada, diziyi izlerken anlayamadığım bir detay daha var; bu kadar karmaşık olayların içinde neden bir ajan olarak giydikleri kıyafetler o kadar şık ve düzgün? Benim için otomatikman burada ince bir komedi unsuru da var. Çünkü kimse aksiyon filmi olan her yerde şıklığın peşinde koşmaz! Belki de dizi yapımcıları, izleyicilerin kritik anlarda “Kendi tarzımı nasıl yansıtmalıydım sence?” diye düşündürterek ruhsal bir yolculuk yapmalarını istiyorlar. Kısacası, dizinin derinliklerinden başka bir kurgu bulmak pek de zor değil.

Son olarak, izleme deneyimim bana bir ders daha verdi: En ciddi sorunlarının içinde bile bazen gülünç anlar bulmak mümkündür. Yatak, dizi ve hastalık derken, *The Night Agent* aslında benim için sadece bir dizi değil, aynı zamanda hastalık iznimi eğlenceli hale getiren bir dost oldu. O zaman ne yapıyoruz? Yataktan kalkmadan, diziyi izlemeye devam! Çünkü ne de olsa “Peter, aptallık yok, sorunları çöz!” diyerek hastalıktan kurtulacağım, değil mi? İşte, gerçek bir efsane böyle doğar!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?