2019’daki Tesla otopilot kazası, adeta bir film setindeki senaryo gibi. Hani şu dramaların son sahnesinde herkesin üzülüp ağladığı anı yaratacak cinsten. Ama burada gerçek bir hayat kaybından ve bir çok karmaşık hukuksal süreçten söz ediyoruz. 22 yaşındaki Naibel Beavides Leon, hayatının baharındayken bir Tesla’nın kendisine çarpması sonucunda hayatını kaybetti. Düşünün ki, bu kazanın peşinden koşan 6 yıl gibi uzun bir Süre var. Bu süre zarfında neler yaşandı, neler oldu? Bir dakikalığına düşünün, bir mahkeme salonunda farklı düşünceler, iddialar ve elbette suçlamalar havada uçuşuyor. Hukuk savaşları, tam anlamıyla bir maraton gibi!

Davanın bu kadar uzamasının en büyük nedenlerinden biri, Tesla’nın “kaybettiği” telemetri verileriydi. Böyle bir durumda, kaybolan verileri bulmak için süper kahramanlar aranır mı? (Belki de evde bıraktım gibi, klasik bir bahane!) Bu arada, uzun süre kayıp olan bu veriler, bir hacker olan “greentheonly” tarafından bulundu. Evet, yanlış duymadınız! Bir hacker, yıllar sonra bu verileri bulup, çözüme kavuşturdu. Resmen bir “dijital Indiana Jones” gibi! Miami’de Leon’un ailesi ve avukatı ile bir araya gelen bu hacker, Autopilot ünitesinden alınan adli kopyayı inceleyerek, gerekli telemetri verilerini birkaç dakika içinde buldu. Çarpışma anı bilgilerinin Tesla’ya kazadan hemen sonra gittiği ortaya çıktı. İşte bu noktada işler karışıyor.

Tesla avukatları, şirketin bu önemli bilgileri saklamadığını belirterek, sürecin “beceriksizce” yönetildiğini kabul ettiler. Yani, ortada bir masal yok, gerçeklik var. Herkes bir sorumluluğun peşinde. Mahkeme, olayın bir “bir kaza” olmadığını ve gerekli bilgilerin gizlenmediğini sonucuna erişince, Tesla’ya 243 milyon dolarlık bir ceza kesildi. Düşünsenize, neredeyse bir filmi finanse edecek kadar ciddi bir miktar! Fakat Tesla, bu karara itiraz ederek, “dikkatsiz sürücüler nedeniyle gerçekleşen kazalardan sorumlu tutulamayacaklarını” savunuyor.

Yani burada, birbiriyle çelişen iki farklı perspektif var: Bir tarafta Tesla’nın sürücülerle ilgili çektiği sıkıntılar, diğer tarafta ise bir kayıptan duyulan derin üzüntü. Belki de yaşam, burada çok fazla kargaşaya neden oluyor! Sürücüler ve yapay zeka arasında bir anlaşma sağlanabilecek mi? Yoksa her kaza sonrası yeni bir dava mı bekleyecek? Sanırım bunları günün sonunda sadece zaman gösterecek!

Neticede, bu dava sadece yasal değil, aynı zamanda insani duyguları ve kayıpları da beraberinde getiriyor. Olayın ardındaki hayat hikayesini göz önünde bulundurursak, kaybettiğimiz insanlar ve onların yaşadığı dramatik durumlar, son derece önemli bir hal alıyor. Unutmayalım ki, teknoloji her ne kadar hayatımızı kolaylaştırıyorsa da, bazen başımıza beklenmedik olaylar açabiliyor. Bu sebepten ötürü, futuristik teknolojilere adım atmadan önce bir kez daha düşünmekte fayda var!