Dün, The Callisto Protocol‘ün season pass detayları netleşti ve internette tam bir şok dalgası yaşandı. Oyun dünyası değişik bir fırtına estirirken, ölüm animasyonlarının parayla satılacağı haberi üzerine bağıran ve düdük çalan yürüyüşçüler gibi çoğalan tartışmalar başladı. Kimi, şirketin ana oyunda yeterince kan ve gözyaşı varken neden yeni ölümleri paraya mükellef kıldığını sorguladı; kimi ise bu yeni özelliklerin gerçekten “özel” olabileceği konusunda merakla bekledi. Fakat Glen Schofield, bu karmaşanın içine dalarak, Twitter’dan bir mesaj yayımladı ve “Ana oyundan hiçbir animasyonu çıkarmadık!” diye haykırdı.
Schofield, bu noktada hemen durmak bilmeyen okuyucularına net cevaplar vermek zorundaydı. “Arkadaşlar, ne olur beni yanlış anlamayın,” diyerek başladı cümlesine, sanki bir ailenin kaynanasıyla yaptığı bir toplantıda iddiaları çürütmeye çalışıyormuş gibi. “Henüz season pass içeriği üzerinde çalışmaya bile başlamadık!” dedi. Peki bu durumda, alacağımız yeni içerikler neye benzeyecek? Öyle heyecan verici ki, kalbimiz yerinden fırlayıp bir animasyona dönüşebilir! İyi haber, yaklaşan içerikte gerçekten de daha fazla ölüm animasyonu olması. Schofield, hayranlarının bu konuda oldukça hevesli olduğunu ve “daha fazla ölüm görmek istediğini” belirtti. “Yeni yıl için bunu önceliklendireceğiz,” diyor, sanki bir markette indirimli ürün bekleyen bir çocuk gibi.
- Daha fazla animasyon: Bu yeni içerik, oyuncular arasında tam bir sevinç patırtısıyla karşılanacak. Zaten bir oyunun kalbini oluşturan şey, bu tür detaylar değil midir?
- Kanlı sahneler: İlk fragman çıktığından beri ortalıkta dönen kan ve gözyaşı, bu yeni içeriklerle daha mı da çoğalacak? Sorular havada uçuşuyor!
- Şirketin güvenliği: Glen Schofield, “Merak etmeyin, ana oyunu boşuna mı yaptık?” diyor. Arkadaş, haklısın; ama yine de insan merak ediyor!
Ölüm animasyonları, uzaktan bakıldığında sıradan bir tema gibi gözükse de, oyuncuları derinden etkileyebiliyor. Bir yandan “Daha fazla öldürseler de olur,” derken, diğer yandan “Beni bu kadar heyecanlandırma” diye bön bön bakabiliyoruz ekrana. Bu durum, bir filmdeki en tartışmalı sahneyi anlatan dost sohbetlerinde de sıkça görülür. Kim bilir, belki de Glen Schofield’ın dediği gibidir; bu ek içerikler, gerçekten de gönül rahatlığıyla oynayabilmemiz için bir fırsat sunuyor. Ama yüzümüzü kaplayan kanlı bir maskenin arkasında çok daha fazla şey gizli olabilir. Daha fazla ölüm amacına yönelik çıkılan bu yolculukta, belki de kaybolan biz olacağız!
