The Invincible: Atompunk Temalı Oyun Deneyimi
İlginç bir uzay yolculuğuna çıkarken, atom çağının komik yanlarını keşfet! Eğlenceli oyun deneyimiyle kahkahalara hazır olun!
8 saat önce

Bir grup geliştirici bir araya gelerek yeni bir stüdyo kurarsa ne olur? Tabii ki, oyun dünyasında devrim yaratacak bir projeye imza atarlar! İşte böyle bir durumda, eski CD Projekt RED çalışanları ve diğer oyun dehaları bir araya geldi ve Starward Industries adında bir stüdyo kurdular. Peki, bu ekibin ilk projesi ne? Elbette ki, Ukraynalı ünlü bilimkurgu yazarı Stanislaw Lem‘in eserlerinden esinlenen bir oyun: The Invincible! Şimdi, bu oyunun ne kadar heyecan verici olduğunu ve neden atompunk temasının bu kadar çekici olduğunu biraz daha derinlemesine inceleyelim.
Atompunk dediğimizde aklımıza hemen nükleer enerji, mekanik bir dünya ve robotlar geliyor. Hani şu eski bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz, 60’lı yıllara ait tarzda bir dünya var ya, işte o! Fallout’un ve Wasteland’in alternatif evrenlerinde geçiyor. Ama bu alternatif dünya, aslında Soğuk Savaş döneminin karanlık ve gizemli atmosferini yansıtıyor. Nükleer enerjinin insanlığa sunduğu avantajlar, aynı zamanda büyük bir yıkıma da yol açıyor. Yani, nükleer enerji kullanarak kahve yaparken, bir yandan da kıyametin eşiğine gelmiyor muyuz? İşte The Invincible da bu temayı alıp, elini yüzünü yıkayıp, yeni bir oyun deneyimi sunmaya hazırlanıyor.
Oyun, Lem’in 1964 tarihli The Invincible romanından esinleniyor. Hikaye, bir uzay kruvazörünün, kaybolan kardeş gemisi Condor‘u bulmak için çıktığı yolculuğu anlatıyor. Kulağa oldukça sıradan geliyor değil mi? Ama işin içine girince, Regis III gezegeninde neler olduğunu öğreniyoruz. Ekip, Condor’un peşinden gittiğinde, karşılarına evrimleşmiş bir makine yaşam formu çıkıyor. Yani robot-böcekler! Hayır, bu sefer sadece klasik “robotlar dünyayı ele geçirdi” hikayesi değil. Bu sevimli robotlar, aslında çok tehlikeli! İlk başta masum gibi görünen bu makineler, tehdit algıladıklarında bir araya gelip, elektromanyetik alan yaratarak, saldıran kişilerin hafızasını silme yeteneğine sahipler. Yani, “Ben buradayım, bana zarar verme!” dediklerinde, aslında “Seni unutturabilirim!” diyorlar! Hani bazen insan bir şeyler unutmak ister ya, işte bu robotlar o konuda oldukça başarılı!
Starward Industries’in CEO’su Marek Markuszewski, bu projeyi bir meyveye benzetiyor. Yani, Lem’in eserleri, zamanla asla çürümeyen bir meyve gibi. Bu meyve, günümüz dünyasına dair çok gerçekçi yorumlar içeriyor. Oyun, hem hikaye odaklı hem de derin bir deneyim sunmayı hedefliyor. Yani, sıradan bir “pat pat pat” hikayesi yok, derinlemesine bir anlatım var! Ve bu, kesinlikle oyuncuların ilgisini çekecek bir özellik.
Starward Industries, bu oyunu 2018’den beri geliştiriyor ve hedefleri, The Invincible‘ı önümüzdeki yıl piyasaya sürmek. Haydi, hep birlikte dua edelim! “Lütfen, bu oyunun çıkmasını beklemek zorunda kalmayalım!” Oyun dünyasında böyle bir projeye daha ihtiyacımız var. Oyunseverler olarak, yeni bir hikaye, yeni bir deneyim ve tabii ki yeni bir dünya keşfetmek için sabırsızlanıyoruz.
Son olarak, The Invincible ile ilgili detaylı bir röportaj da mevcut. Markuszewski ile yapılan bu röportajda, oyun hakkında daha fazla bilgi edinmek mümkün. Yani, bu oyunun nasıl bir deneyim sunacağını merak ediyorsanız, kaçırmayın deriz! Belki de bir gün bir robot-böcek ile karşılaşıp, “Merhaba, ben robot-böcek!” diye selamlaşırız. Kim bilir? Hayat sürprizlerle dolu!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?