The King’s Dilemma: Chronicles – Strateji ve Gizem Dolu Bir Orta Çağ Deneyimi
Kralların, stratejilerin ve gizemlerin iç içe geçtiği bu orta çağa yolculuğa çıkın. Macera dolu bir deneyim sizi bekliyor!
2 saat önce

The King’s Dilemma: Chronicles, Orta Çağ Avrupa’sından esinlenerek yaratılmış alternatif bir dünyaya bizleri davet ediyor. Lywik adında bir kıtada yer alan Ankist krallığında, büyük ailelerden birinin lideri olarak karşımızda duruyoruz. Önemli kararların alındığı konseyde, zaman zaman diğer hanelerin bakış açılarını desteklerken, bazen de kendi nüfuzumuzu kullanarak çoğunluğun zıttı yönde kararlar çıkartabiliyoruz. Bu durum, olayların seyrine doğrudan etki etme fırsatı sunuyor.
“Bu krallıkta neler oluyor?” diye soracak olursanız; aslında alışık olduğumuz bir hikâye ile karşı karşıyayız. Krallığı tehdit eden gizli bir örgüt, zamanla unutulmuş ve hiçbir kimse onları tanımıyor. Uzun bir sessizlik içinde kaybolmuş bu grup, şimdi daha da tehlikeli hale gelmiş durumda. Dolayısıyla, kendimizi gizli bir örgütle çatışmanın ortasında bulacağımız bir macera bizi bekliyor. Üstelik yapımcılar, ana hikâyenin etrafını zenginleştiren birçok detay eklemeyi de ihmal etmemişler. Bazen önemli bir keşfe vesile olacak kararlar alırken, bazen de savaşların çıkmasına neden olacak hamleler yapıyoruz. Basit bir olay olarak başlayan ama zamanla karmaşıklaşan yan hikayeler, oyuna ayrı bir derinlik katıyor. Ayrıca, bu alt hikâyelerin bazıları, sonunda vereceğimiz mücadelenin sonucunu da etkileme potansiyeline sahip.
Konsey toplansın, kararlar alınsın…
The King’s Dilemma: Chronicles, Reigns gibi oyunların izini sürüyor; en basit şekilde, karşımıza çıkan iki seçenekten birini seçip hikâyeye devam ettiğimiz bir oyun olarak tarif edilebilir. Ancak, bu basitliği aşarak çeşitli katmanlar ekleyip stratejik derinlik de sundukları görülüyor. Hane seçimi, diğer ailelerle olan ilişkiler, dönem başlarında hayata geçireceğimiz projeler ve benimseyeceğimiz ahlaki eğilim gibi birçok unsuru değerlendirmek şart. Bu, bazı oyunlarda olduğu gibi “Kararımı verdim, geçtim” anlayışıyla ilerlemiyor. Zafere ulaşabilmek için aldığınız kararın yanı sıra, o karara nasıl ulaşacağınızı ve sonuçlarının ne olacağını da düşünmelisiniz.
Her stratejik hamle, oyunun sonunda oldukça önemli iki değere etki ediyor. Bu değerlerin hangisinin yüksek olduğuna bağlı olarak, zafer mi yoksa büyük bir yenilgi mi yaşamakta olduğunuz belirleniyor. Genel anlamda iyi yazılmış bir oyun izlenimi bırakmasına rağmen, bazı çarpıcı detaylar dikkatimi çekti. Zaman çizgisindeki ihlaller ve verilen kararların beklenen sonuçları doğurmaması gibi unsurlar, oyunun etkisini zayıflatmış gibi geldi.
Hikâyenin daha önce sıkça karşılaştığımız çizgide olması nedeniyle, tüm oyuncuların ilgisini çekemeyebileceği de aşikâr. Bazı yan hikâyelerin, belki de ana olay haline getirilmesi durumunda, daha ilgi çekici olacağı düşüncesindeyim. Ancak, bu olumsuz yorumlarla yazımı sonlandırıp oyunun heyecanını gölgelemek istemiyorum. Genel olarak keyif aldığımı belirtmek isterim; Suzerain‘den sonra, bu türde yine sağlam bir örnek görmek güzel oldu. Türü sevenler için iyi bir alternatif sunarken, daha önce bu tarz oyunlarla tanışmayanlar için de harika bir başlangıç olabilir.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?