The Last of Us: Dizi Üzerine Düşünceler ve Ayrılıklar

The Last of Us dizisi duyurulduğunda, herkesin kafasında bir soru belirdi: “Bu nasıl bir iş?” O kadar çok sevdiğimiz bir oyunun, televizyona uyarlandığını görmek, çoğumuz için heyecan vericiydi. Tabii ki, bu işin başında Craig Mazin gibi bir dahi olunca, “Tamam, bu iş olacak!” dedik. İlk sezonda öyle bir iş çıkardılar ki, izleyici rekorları kırıldı, ödüller toplandı, Sony ve Naughty Dog ekipleri sevinçten havalara uçtu. Hatta bazıları dizinin hayatının anlamı olduğunu bile düşündü. Tıpkı Joe’nun Ellie’ye yolculukları gibi, biz de bu diziyi izlerken dolu dolu bir yolculuk yaptık.

Fakat, ikinci sezon geldi çattı ve işler biraz garipleşmeye başladı. Hani derler ya, “İlk aşk her zaman unutulmaz!” İşte ikinci sezon tam olarak bu sözün kanıtı gibiydi. Oyun dünyasında yaşanan o büyük kırılma, dizinin ikinci sezonuna da yansıdı. Bazı izleyiciler “Bu ne ya? İlk sezondaki heyecan nerede?” diye haykırırken, diğerleri “Ahh, belki bir umut vardır!” diye ümit peşinde koşmaya çalıştı.

Haliyle, 3. sezon için beklentiler de bir muamma haline geldi. Bazıları “Belki yeniden bir ritim tutturmayı başarırlar” diyerek yüzlerini gülümsemeye çalışırken, diğerleri “İlk sezondaki performansa dönüş zor!” diye karamsar bir yüz ifadesiyle köşelerine çekildiler. İşte bu belirsizlik ortasında, Neil Druckmann’dan gelen açıklama tam bir sürpriz oldu. “Ben gidiyorum!” dedi, sanki “Bu yolculukta ben yokum!” der gibi. Druckmann, HBO’da kreatif direktörlük rolünden çekildiğini açıkladı ve bu kararın arkasındaki nedenleri sıraladı. “Artık Naughty Dog’a odaklanmanın zamanı geldi!” dedi.

Özellikle “Intergalactic: The Heretic Prophet” adındaki yeni projeden bahsetmesi, izleyicilere “Bu adamın başı dertte!” dedirtti. Neyse ki, dizinin ortak yapımcılığını üstlenmek onun için önemli bir deneyim olmuş. Craig Mazin ile çalışmanın ona kattığı değerleri sıraladı ki, bu da onun ne kadar mütevazı olduğunu gösteriyor. Yani, “Ben gidiyorum ama siz bana dua edin, ben sizi özleyeceğim!” modunda bir açıklama yapmış oldu.

Druckmann’dan sonra Halley Gross da diziden ayrıldığını duyurdu. “Bana bir şey söyle, Halley! Nasıl oluyorsa bu kadar çok kişinin ayrıldığı bir dizide sen de mi gidiyorsun?” dedikten sonra, Instagram hesabında yaptığı paylaşımla, dizideki görevlerinden çekilme kararını açıkladı. Gross da Druckmann gibi, bu projeyle yaptığı işlerin hayatını değiştirdiğini belirtti. “Aşk, kayıp ve korkunç bir dünyada insan olmanın ne anlama geldiği hikayeleri anlatmak, bu işi sevmemin en büyük nedeni” diyerek duygusal bir veda yaptı.

Şimdi, iki önemli ismin ayrılışı, dizinin 3. sezonunu nasıl etkileyecek, bu gerçekten bir muamma! Belki de yeni projelerle birlikte, ekip yeni bir soluk bulur ve izleyicileri yeniden ekran başına kilitler. Ama şunu da unutmamak lazım; “İkisi de gitti, peki şimdi ne olacak?” sorusunun cevabını bulmak için bir süre beklememiz gerekecek.

Sonuç olarak, The Last of Us dizisi, ikinci sezonunda bazı zorluklarla karşılaşsa da, ilk sezondaki başarıyı yakalamak için bir yol haritası çizebilir. Belki de yeni ekip arkadaşlarıyla birlikte, izleyicilere yeni ve heyecan dolu hikayeler sunabilir. Ama şimdilik, biz izleyicilere düşen görev, sabırla beklemek ve popcorn hazırlamaya devam etmek!