Son zamanlarda, televizyon dünyasında öyle bir dizi var ki, izleyicileri sadece ekran başına kilitlemekle kalmıyor, aynı zamanda Emmy ödüllerine de damga vuruyor. Evet, The Last of Us‘dan bahsediyoruz. Bu harika dizinin ikinci sezonu, henüz Emmy Ödülleri’nin Creative Arts kısmında “Bir Komedi veya Drama Dizisinde Üstün Ses Kurgusu” dalında ilk Emmy Ödülü’nü kapmayı başardı. Şöyle bir düşündüğümüzde, ikinci sezonun tamamı boyunca sadece bir bölümüyle sahne alan Pedro Pascal’ın (Joel) bu ödüle ulaşması, ses kurgusunun nasıl bir sevgi gösterisi gerektirdiğini de gözler önüne seriyor. Belli ki, sadece kurgunun değil, Pedro’nun sesinin de bazı hayranları olmuş!

Dizinin ilk sezonunun başarılarına bakıldığında ise, 24 adaylıktan tam 8 Emmy Ödülü kazanmasının ışığında ikinci sezonun 16 adaylık ile sınırlı kalması biraz garip gelse de, bu durum aslında dizi dünyasında sıradan bir olay olarak değerlendirilebilir. İlk sezonun toplamda kazanılan ödüllerini hatırlayacak olursak, sanki Emmy jürisi de #TeamJoel ve #TeamEllie arasında kalmış gibi duruyor. Bella Ramsey (Ellie) tam anlamıyla bir başarı hikayesi yazıyor. Onun En İyi Kadın Oyuncu dalında adaylığı, genç yaşına rağmen olağanüstü bir yetenek sergilediğinin bir göstergesi. Bir yandan, Kaitlyn Dever (Abby), Catherine O’Hara (Gail), Jeffrey Wright (Isaac) ve Joe Pantoliano (Eugene) gibi yardımcı oyuncular da oyunculuk dallarında adlarını duyurmayı başarmışlar!

Her ne kadar dizi En İyi Drama Dizisi dalında ikinci kez aday gösterilmiş olsa da, yazarlık ve yönetmenlik kategorilerinde hiç bir adaylık alamaması ilginç bir durumu ortaya koyuyor. Bu, tıpkı bir meyve salatasında elmanın olmaması gibi bir şey; neden orada olmadığını anlamakta zorluk çekiyor insan. Belki de bazı yaratıcı ekip üyeleri, bölüm başına sadece bir replik yazmayı seçmişlerdir. Ancak, “Hey, ben burada bir Emmy’yi daha kapabilirim!” diyerek bir şans daha beklediklerini farz etmek, yanlış bir tahmin olmasa gerek!

Sözün özü, The Last of Us, izleyicileri gözyaşlarına boğarken, Emmy ödüllerine de göz kırpmayı ihmal etmiyor. Bu dizi, bir yandan araştırmacı ruhu, diğer yandan çatışmalarla dolu bir boşluk içerisinde insan psikolojisini ele alırken, öte yandan da kahkaha attıran sahneleri ile zıt duyguları aynı anda yaşatmayı başarıyor. Gerçekten de bu dizi hakkında her zamanki gibi konuşmak gerek, çünkü neler döndüğünü görmek gerçekten heyecan verici!