Yukarı Çık
Bildirimler
Şu anda, yeni bir bildirim mevcut değil!

Yeni bildirim olduğu zaman tam olarak burada karşına çıkacak.

3 dakika okunma süresi

7

The Last of Us: İkinci Sezonun Eleştirisi

Zombiler, dram ve bolca duygusal an! "The Last of Us: İkinci Sezonun Eleştirisi" ile gülmekten kırılacak, gözyaşlarınızı tutamayacaksınız!

admin

1 gün önce

The Last of Us: İkinci Sezonun Eleştirisi

The Last of Us: İkinci Sezonun Kahkahaya Yolculuğu!

Açıkçası, ilk The Last of Us oyununu oynayan herkesin, bu harika hikayenin diziye uyarlanmasını tahmin etmesi zor değildi. Joel ve Ellie arasında gelişen baba-kız dinamikleri öyle güçlüydü ki, bu ilişkiyi izlemek için sabırsızlanıyorduk. Ancak, ikinci sezon geldiğinde, işlerin biraz daha karmaşık hale geldiğini görmek elbette bizi şaşırttı. Artık bir baba-kız ilişkisi değil, öfke ve intikam dolu bir hikaye ile karşı karşıyayız. Yani, işin özü, bu sezonun her anında bir “intikam” gülümsemesi var!

Öncelikle, ikinci sezonun bana göre iki büyük sorunu var. Birincisi, izleyiciyi aptal yerine koyma çabası. Hani bazı diziler var ya, izleyiciye “Bunu anlamamanız mümkün değil!” diye bağıran. İşte burada da, ilk sezon finalinde Joel’ın yaptıkları o kadar önemli bir yer tutuyor ki, bu olay sezon içinde tam dört farklı yerde tekrar tekrar konuşuluyor. Tam bir “Hadi canım, daha önce de söylediniz!” durumu. Yani, izleyici olarak kendimizi çok zeki hissetmiyoruz, tam tersi bir durum var! Bir bakıyorsunuz, her dört sahnede de Joel’ın yaptığı şeyler üzerine tartışılıyor, sanki başka bir şey yokmuş gibi. Olayın ciddiyetini anlamak için bir harita bile gerekebilir!

The Last of Us: İkinci Sezonun Kahkahaya Yolculuğu!

İkinci olarak, Ellie’nin karakterinin çok aptalca yazılması. Dizi boyunca Ellie, çevresindeki herkes ciddiyken sanki bir komedi filminden fırlamış gibi davranıyor. Herkesin hayatı tehdit altında, ama Ellie “Bana bir donut almayı unuttun!” diye mızırdanıyor. Yani, bu maceraya ilk adımı atan kişi olmasına rağmen, sorumluluk almak bir yana, olayların ciddiyetinin farkında bile değil gibi görünüyor. Oyunlardaki Ellie ile kıyaslayınca, bizim Ellie’miz, sanki “Tombik Ellie” versiyonu olmuş. Düşünsene, herkes savaşıyor, sen ise “Yine de pizza siparişi verebilir miyiz?” diye soruyorsun. Tam bir “Süper Kahraman, ama pizza bağımlısı” durumu!

The Last of Us: İkinci Sezonun Kahkahaya Yolculuğu!

Ve tabii, Abby karakterinin diziye girişi. Oyunda tanıdığımız Abby’yi, geçmişine dair derinlikli bir şekilde tanımak için yarı yolda gelmemiz gerekiyordu. Ama dizide “Merhaba, ben Abby, hemen tanışalım!” gibi bir giriş yapıyor. Yani, bu kadının motivasyonunu hemen öğreniyoruz ama o dramatik anların etkisi neredeyse yok olmuş durumda. “Hadi gel, bir çay içelim, geçmişim hakkında her şeyi konuşalım!” diyor. Ne kadar güzel bir tanışma değil mi? Biraz gizem kalsaydı, belki daha da heyecanlı olabilirdi. Ama burada sanki “Bütün sırlar açık, hadi bakalım!” havası var.

Özetle, The Last of Us dizisinin ilk sezonu, izleyiciler için bir umut ışığıydı; fakat ikinci sezon, “Bu kadar da olmaz!” dedirtti. Hem hikaye kurgusundaki tutarsızlıklar hem de karakterlerin derinlik eksikliği, bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı. Dizi, gereksiz diyaloglarla izleyiciyi aptal yerine koyma çabasına girince, bir anda “Bu işte bir yanlışlık var!” demeye başladık. Sanki dizi, “Bir sonraki sezon için bu kadar derin düşünmeyin, sadece izleyin!” diye bağırıyor.

The Last of Us: İkinci Sezonun Kahkahaya Yolculuğu!

Editörün Notu: İlk sezondan sonra dizinin kalitesinde gözle görülür bir düşüş var. Sonraki sezon için de endişe uyandırıyor… Ama yine de izlemeye değer, çünkü bazen “Çok kötü” olmak da bir tür eğlencedir, değil mi?

Not: 2/5 – Ama “Kahkahalarla” dolu bir not!

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?