The Last of Us: İkinci Sezonun Emmy Adayları ve Duygusal Derinlikleri

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Creative Arts Emmy Ödülleri, televizyon dünyasının en gözde etkinliklerinden biri olarak adından sıkça söz ettiriyor. Bu yıl “The Last of Us” dizisi, ikinci sezonuyla birlikte tam 16 ödül adaylığı elde etti. Tabii bu arada herkesin merak ettiği o soru: “Pedro Pascal ve Bella Ramsey, üç bölümde görünüp nasıl bu kadar ses getirebildi?” İşte burada devreye dizi yazarlarının ve yapımcılarının zeka dolu senaryoları giriyor. Herhangi bir yere kıyasla, Ellie ve Joel o kadar etkileyici bir etki bıraktılar ki, insanlar Pedro ve Bella’nın ekranlardaki az sürelerine bile katlanmaya razı oldular.

Bu sezonun en bombastik bölümü, “Through the Valley” olarak bilinen bölüm. Tam bir dram, kargaşa ve bazı duygusal sıkıntılar ihtiva ediyor. Hem de “Bir Komedi veya Drama Dizisinde Üstün Ses Kurgusu” dalında ödül kazanarak kendini ispatladı. Şimdi burada komik olan kısım, bölümü izleyip gözyaşlarınızı tutmak için nasıl mücadele ettiğinizdir. Kimi izleyiciler, bir yandan ağlarken bir yandan salondaki patates cipslerini eksik etmekte, işte bu çok klasik bir çelişki!

Her ne kadar ikinci sezon, ilk sezonun 24 adaylığına oranla daha geri kalmış gibi görünse de, pek çok ödülü kapma şansı ve potansiyeli taşıyor. Yani, “En İyi Drama Dizisi” kategorisinde üst üste ikinci kez aday olan bu dizi, kendine has tarzını koruduğu sürece ödül almaya devam edecektir. Burası kesin. Üstelik, “Yardımcı oyuncular” kategorisinde Kaitlyn Dever (Abby), Catherine O’Hara (Gail), Jeffrey Wright (Isaac) ve Joe Pantoliano (Eugene) gibi isimlerin de yer aldığı bir adaylık havuzuna sahip olması, diziye bir başka cool gözlükle bakmamıza neden oluyor.

Bazı izleyiciler, pek çok kaynakta Pedro Pascal’ın üç bölümde sınırlı bir şekilde görünmesine rağmen neden bu kadar büyük bir yankı uyandırdığını sorguluyor. İşte burada biraz ironik bir durum devreye giriyor: Dizi, Joel karakteri ile izleyicilerin kalplerine nasıl çalıştığını çok iyi biliyor. Hatta bazı izleyiciler “Joel çok az görünüyor ama bu sırada benim içimde bir Joel var.” diyerek kendi içsel Joel savaşlarını da simgeler hale geldiler. Yani, yarım saat boyunca ekranda kısa bir görünüm bile, izleyiciyi kendine bağımlı hale getirebiliyor.

Sonuç olarak, “The Last of Us” dizisinin ikinci sezonu, sadece kazandığı ödüllerle değil, aynı zamanda karakter derinlikleriyle ve izleyici kitlesiyle de her geçen gün daha fazla parlayarak dikkat çekiyor. İleriki sezonlarda çizgilerini koruyarak, belki de biri ölecek diye korktuğumuz anları daha fazla tadını çıkaracağız veya kahkahalarla ekranda kendimizi kaybedeceğiz. Umarız senaristler, izleyicilerin gözyaşları ile gülmelerini dengede tutabilecek bir başarı daha elde eder. Böyle giderse, bu yıl ödül dolu bir arşiv daha eklememiz kesin!