IGN Fan Fest, tamamen eğlencenin ve heyecanın yaşandığı bir etkinlik, aynı zamanda gamers dünyasının en büyük şenliklerinden biri. Bu sene burada öne çıkanlardan biri de The War of the Worlds: Siberia oldu. Ahh, şu oyunlar… Hayatımda yediğim en garip şey, bazen bir domates tam olgunlaşmadan düşüp, kalabalığın arasında “lanet olsun” diye bağırmasıdır. Ama bir yıla sıkışmış robotlarla savaştığınız bir oyunda da “üzerime düşme” diye penaltı atmaya kalkmanız herhalde çok da eğlenceli olmayabilir! Neyse, sinematik fragmanına göz atalım.

O fragmanda, kahraman askerlerimiz sahadaki önemli bir irtibatlarıyla buluşuyorlar. Bu irtibat, bilirsiniz, her zaman gereken o tanıdık insanlardır. “Hey dostum, yardım et, başım dertte!” demek kolay da, acaba bir askerin SLA (Siber Liman Akreditasyon) kartıyla ne yapabileceğini bilebilir miyiz? Ama tabii ki, bu irtibatı bulunca hemen bir kurtarma misyonuna giriyoruz. Tam bu sırada işgalci robotlardan biri bölgeye saldırarak “hoş geldin” diyor. İşte o önemli irtibat, kendisini ilk fırsatta oradan kırıp kaçarken göreceğiz. Bir insan hızlı koşar ama bir askerin panik anındaki performansı tam bir olimpiyat rekorudur, özellikle de robotlar peşindeyken!

1С Game Studios tarafından geliştirilen bu oyun, klasik H.G. Wells’in ünlü romanı Dünyaların Savaşı‘ndan esinleniyor. Evet, o roman, ilk başta İngiltere’de geçiyor; ama film versiyonunda ABD sokaklarında tüyler ürperten bir savaş yaşanıyor. Yani, kısacası her seferinde yer değiştiriyoruz. Şimdi ise adından da anlaşılacağı üzere, 1896 yılında Rusya’dayız. Çeşitli kötü niyetli amaçlarla donatılmış robotlarla başa çıkmaya çalışırken, bunun da nereden geldiğini merak etmemek elde değil. Siberya’da, soğuk rüzgarlar eşliğinde bir mücadele ancak Buruk Amaç’ı getirebilir! Kim bilir, belki bir gün bu irtibatı Googledığımızda “Siber Savaş Başka Bir İçsel Mücadele” diye bir makale buluruz.

Şimdi, önümüzde nasıl bir maceranın beklediğini görebilmek için biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Zaman geçiyor ama bu oyun henüz ne zaman çıkacağına dair “hoş geldin” mesajı atmadı. O zaman sabredelim, bakalım bu robot kardeşler ne zaman gelme planları yapıyor. Belki de bir gün gelirler, “Siberya’daki sinema salonuna bekleniyorsun!” diyerek bilet aldırırlar. Hadi bakalım, ateş açın ve düşmanları alt edin! Ama dikkat edin, düşman robotu gördüğünüzde hemen kaçın; sonuçta, 1896 yılındayız ve robotlarla olan savaş, her zaman ağır sonuçlarına yol açıyor, yoksa kalp krizi riski taşımıyor muyuz?