The Witcher: Netflix’in Altın Çocuğu

Ne günler geçiyoruz, değil mi? Netflix, geçtiğimiz yılın en çok konuşulan yapımlarından biri olan The Witcher‘ı yayınladığında, herkesin aklında tek bir soru vardı: “Bu dizi ne kadar iyi olabilir?” Cevap ise oldukça net: Tek kelimeyle mükemmel! Kısacası, Netflix’in elinde bir sihirli değnek var gibi görünüyor ve bu değnek, izleyicileri ekran başına kilitliyor.

Yayınlanmasının üzerinden tam bir ay geçmiş olmasına rağmen, The Witcher hâlâ gündemde. Netflix, 2019 mali raporlarını paylaştığında, yatırımcılar için kaleme aldığı mektupta dizinin performansıyla ilgili bazı ilginç detaylar ortaya koydu. Kısacası, Henry Cavill’in başrolünü üstlendiği bu aksiyon dolu yapım, Netflix’in en iyi ilk sezon performansına sahip dizisi olarak öne çıkıyor. Ne de olsa, tam 76 milyon üye tarafından izlenmiş!

• 76 milyon izleyici: Bu sayıyı duyduğunuzda, “Neden ben de izlemiyorum?” diye düşünmeden edemiyorsunuz.
• Michael Bay’in 6 Underground filmi ise 83 milyon izleyiciye ulaşmış. O da ne? Michael Bay patlamalarla dolu bir film yapınca izleyici sayısı da patlıyor!
• Netflix’in 2019’da bünyesindeki sekiz film, tam 24 Akademi Ödülü adaylığı almış. Yani, Oscar’lar kapıda, Netflix’in elinde bir sepet dolusu ödül var!

Şimdi gelin, The Witcher’ın başarısını biraz daha irdeleyelim. Dizi, sadece bir fantastik hikaye değil, aynı zamanda izleyicilere bir tür geçmişe yolculuk yapma fırsatı sunuyor. Yani, Geralt’ın maceralarını izlerken kendinizi bir anda Orta Çağ’da, canavarlara karşı savaşan bir kahramanın yanında bulabilirsiniz. Kim bilir, belki de kendinizi bir gün Geralt’ın kılıcını tutarken bulursunuz! (Tabii ki bu, yalnızca hayal gücünüzün bir ürünü, lütfen denemeyin.)

Bir de dikkat çeken başka bir nokta var: Netflix’in açıldığı pazarlardaki yerel başarıları. Yani, Hindistan, Kore, Türkiye, Japonya, Tayland, İsveç ve Birleşik Krallık’ta en çok izlenen yapımlar yerel diziler olmuş. Bu, Netflix’in global başarılarının yanı sıra, yerel kültürlere de ne kadar önem verdiğini gösteriyor. “Hadi canım, bu kadar da yerel olamazlar!” demeyin, çünkü Netflix, yerel yapımları da süper kahramanları gibi parlatmayı başarmış.

Sonuç olarak, The Witcher sadece bir dizi değil, aynı zamanda bir fenomen haline geldi. Netflix’in izleyicileri ekran başına kilitleme yeteneği, belki de bu dizinin en büyük başarısı. Ama dikkat! Ekran başında çok fazla zaman geçirirseniz, bir gün Geralt gibi kılıç sallamak isteyebilirsiniz. O yüzden, izlemeye devam edin ama arada bir dışarı çıkmayı da unutmayın!

Netflix’in yayınladığı bu rapor ve gelişmeleri buradan takip edebilirsiniz. Ama uyarmadı demeyin, The Witcher izledikten sonra dışarı çıkmak, biraz zorlayıcı olabilir!