Ubisoft’un Dramı: Prince of Persia Ekip Dağılması ve Assassin’s Creed Kargaşası

Ubisoft’un son dönemde yaşadığı zor zamanlar, sıradan bir oyunun seyrinden çok daha dramatik bir senaryo gibi. Yani tutun başınızı, çünkü bazen yapımcılar ne yaptıklarını karıştırabiliyorlar. Mert’in bu konu hakkında yazdığı muhteşem yazıya göz atmadıysanız, hani derler ya kaşıkla verip, kepçeyle alıyorlar diye, Ubisoft’un yaptığı hamleler de biraz öyle gibi. Bu iç karartıcı hikaye, oyun severler için maalesef pek de hoş bir tablo çizmiyor. Son günlerde duyduğumuz bir diğer olay ise, herkesin merakla beklediği Prince of Persia: The Lost Crown ekibinin dağılması oldu. Evet, doğru duydunuz! Ubisoft, bu büyüklükte ve potansiyel bir projeyi fırtına gibi bir karar alarak süpürdü gitti. Elbette bu durum, oyun severlerin kalbinde de derin yaralar açtı.

Bir oyunun neden başarısız olduğunu anlamak için bir detektif gibi düşünmek gerekebilir. Oyuncuların beğenisini kazanan ve yüksek inceleme puanlarını toplayan bu oyun, yönetim detaylarınca boğazlanmış görüyor. Mesela, oyunun başlangıçta Steam’e çıkmaması ve yüksek fiyat belirlemesi, satışların bekleneni karşılayamamasında pek çok kişinin üzerinde hemfikir olduğu başlıca nedenler arasında. Yani burada bir şeyler ters gittiği kesin. Oysa ki bu kadar ilgi çekici bir serinin ardı ardına gelen yanlış yönetim kararları sonucunda çuvallaması oldukça üzücü!

Şimdi bu karmaşanın içinde Ubisoft’un yeni stratejilerine geçelim. Eğer Tom Henderson gibi önemli kaynaklar doğru söylüyorsa, önümüzdeki yıllarda Ubisoft’un başı epey kalabalık olabilir. Henderson’ın iddiaları doğrultusunda, 2030 yılına kadar en az 10 adet Assassin’s Creed oyunu çıkaracakları söyleniyor! Evet, evet, yanlış duymadınız, 10! Ama neden? Yani hepimiz biliyoruz ki bazı şeyler aceleye getirildiğinde pek de sağlam olmuyor. Nitekim Henderson, yeni oyunların listesine bakarak sınavdan geçemeyen bir öğrenci gibi kaygılandığımızı hissedebiliyorum: Ghost Recon’dan Far Cry 7’ye, yeni Rayman’dan Far Cry: Maverick’e kadar birçok projeler… Ama asıl heyecan verici olan Assassin’s Creed serisi hakkında söyledikleri.

Henderson, “Assassin’s Creed Shadows var, Assassin’s Creed Invictus önümüzdeki yıl gelecek. Ayrıca, Assassin’s Creed Hexe, Assassin’s Creed Black Flag’in yeniden yapımı…” gibi heyecan verici sözler sarf etmekte. Eğer bu tür bir yıl dönümüne girmeye çalışıyorlarsa, belki de bir noktada mantıklı bir pazarlama stratejisi geliştirmeyi denemelidirler! Ancak, her şeyden önce, bir markanın bu kadar çok ürün sunmasının getireceği baskıyla nasıl başa çıkacaklarını düşünmek bile insana korku veriyor. Serinin durumu bu şekilde devam ederse, hayranlar “Çok mu geliyor, az mı?” diye tartışmaya başlayabilir!

Tabii ki bu belirsizlikle birlikte, Assassin’s Creed Shadows’un ertelenmesi de pek de hoş karşılanmadı. Üstelik, rekabetin bu kadar yüksek olduğunu düşünürseniz, yılın görünürdeki büyük oyunlarına karşı çetin bir mücadele verecekler. Monster Hunter Wilds, Avowed, Civilization VII ve Like a Dragon: Pirate Yakuza in Hawaii gibi iddialı rakipler “Biz de buradayız!” diye meydan okuyor. Üstelik, Ghost of Yotei gibi bir yaramaz da 2025 yılında karşımıza çıkacak. Hani derler ya, “Bir işi iyi yapmak için, doğru bir plan gerekir!” Muhtemelen Ubisoft’un planı, gelişen bu rekabet koşullarında “Daha fazla Assassin’s Creed, daha iyi!” mantığı üzerine kurulmuş durumda. Ama bir soru var:

• Bu kadar çok oyun çıkarırken, uygun bir pazar stratejisi geliştirmeyecekler mi?
• Serinin hayranları bu durumu nasıl karşılayacak? “Yeter artık, durun!” diye altında mı kalacaklar?
• Umarım Assassin’s Creed Shadows, 14 Şubat 2025’te sahneye çıktığında yüzleri güldürür.

Şimdi hep birlikte bekleyip göreceğiz. Her ne olursa olsun, bu komedi filmi gibi gidişatın nasıl sonlanacağını tahmin edebilmek gerçekten güç. Yani Ubisoft’un yüzü, oyuncuların sevgisini kazanabileceği bir durumla mı yoksa hayal kırıklığıyla mı karşılaşacak? Vay be, nice sürprizlerle dolu bir 2025 bizi bekliyor gibi görünüyor! Eğlencemiz bol olsun, Ubisoft !