Ubisoft’un Yeni Stratejisi: Açık Dünya ve Canlı Servis Oyunlarına Dönüş
Ubisoft, açık dünya ve canlı servis oyunlarına dönerken, oyunculara "Şimdi kaybolma sıranız!" diyor. Yeni strateji, eğlencenin tadını çıkar!
6 saat önce
 
                      Ubisoft’un mali raporu çıktı, üzerindeki bazı lekeleri temizleyelim ve içinde gizli olan bazı hazineleri bulalım. Peki, Ubisoft’un kafası neden gitti? Açık dünya ve canlı servis oyunlarına yoğunlaşmayı nasıl düşündüler de bu kararları aldılar? Belki de bir sabah kahvaltısında, “Oyun dünyası neden böyle düz olsun ki!” diye düşündüler ve ardından bir fincan kahve ile birlikte açık dünya planlarını kağıda dökmeye başladılar. Sanırım bu sabah kahvaltısında içilen kahvenin etkisi büyüktü!
Belirtilen raporda, “Güçlü olduğumuz taraflara oynama” kararı alınmış. Tıpkı bir futbol takımının kalelerinde altın madeni bulması gibi, Ubisoft da uzun zamandır elinde tuttuğu başarılı oyun serilerini daha çok paraya çevirmeye karar vermiş. Merak etmeyin, oyun dünyasında tuhaf kararlara alışkınız. Rainbow Six ve Assassin’s Creed serilerindeki rekor satışlarına bakarak, “Neden daha önce düşünmedik ki?” dedikleri aşikar. Sanırım şimdi bir yere not etme zamanı: “Açık dünya oyunları + Canlı servis = Gökten düşen altın yağmuru.” Ne de olsa, bu formülden kazanan olmamak elde değil!
- Ubisoft, The Division Heartland’i İptal Etti
Ubisoft’un açık dünya oyunları arasında Assassin’s Creed, Far Cry, The Division, Ghost Recon ve Star Wars gibi gökkuşağının renkleri gibi çeşitli seçenekler var. Eğer bu oyunların hepsini bir kerede oynarsanız, muhtemelen günlerce duş almayı unutursunuz; çünkü kimse dışarı çıkmak istemez. Bunun yanında, canlı servis deneyimlerinde öne çıkanlar Rainbow Six Siege, XDefiant, Rainbow Six Mobile ve The Division Resurgence. Yani onca karışıklık arasında, oyuncuları oynatacak çok sayıda alternatifimiz olacak.
Peki ama, Ubisoft’un açık dünya oyunlarına yönelmesi ve sürekli olarak bu konseptin etrafında dönen bir döngü oluşturması, biz oyuncuları biraz endişelendiriyor mu? Galiba! Çünkü çıkışlar arasında geçen süre, muhtemelen aç kalmamıza neden olacak. Ama belki de arada bir Assassin’s Creed Mirage gibi daha küçük ölçekli, bir nefes aldıran oyunlar da gelecektir. Onlara tam olarak ne kadar güvenebiliriz? Onu da merak ediyorum. “Kediler giydirildiğinde biraz daha havalı görünürler” diye düşünen Ubisoft, belki de bu sırada kedilerini araştırıyordu.
Sonuç olarak, Ubisoft’un yeni strateji planı, açık dünya ve canlı servis oyunlarıyla dolu dolu günler geçireceğimizin işaretini veriyor. Ancak, bu yeni yolculukta arada sırada karşılaşacağımız yan tatların, yani küçük projelerin olup olmayacağı sorusu kafalarımızı kurcalamaya devam ediyor. Her ne kadar veri analithiği ve yapay zekaya da yatırım yapılacaksa, oyuncuların kalbini kazanmanın en iyi yolu, bizi şaşırtacak ve eğlendirecek oyunlar yapmaktır. Hey, belki ben de bir oyun yaparım, diyelim ki “Kedilerin Maceraları”, ne dersiniz? Belki de bir sabah kahvaltısında bu fikri üretebilirim!
 
                
        
           
                     
                     
                     
                    
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?