Valorant’ın Teknik Sırları: Hile ve Lag ile Mücadele

Valorant, FPS (Birinci Şahıs Nişancı) türünde yeni bir çığır açmaya aday bir oyun olarak karşımıza çıkıyor. Riot Games’in bu muhteşem yapımı, birçok teknik yenilik ile donatılmış durumda. Bugün gelin, bu teknik gelişmelerin neler olduğunu ve Riot Games’in gelmiş geçmiş en sorunsuz FPS’yi yaratma çabasını biraz daha eğlenceli bir dille inceleyelim.

Hilecilerin Korkulu Rüyası

Hileciler… Onlar, oyuncuların en büyük düşmanı. Eğer bir FPS oyununa başladıysanız, hileci tanımadığınız bir oyunda oynamanın heyecanı ile birlikte gelen korku da cabası. Riot Games, Valorant’ta hilecileri avlamak için bir ordu kurmuş gibi çalışıyor. Bu ekip, hile üreticilerini ciddi anlamda zor durumda bırakacak yaratıcı çözümler geliştirmiş. Yani öyle “Ben bir aimbot’um, bana bir şey olmaz” diyenlere geçit yok!

• Wallhack sorununu çözmek için bir Fog of War sistemi geliştirmişler. Düşmanın yerini, onun görüş alanına girmeden önce size söylemiyor. Yani eğer bir Wallhack kullanıyorsanız, düşmanı görebilmek için biraz sabırlı olmanız gerekecek. Göz ucuyla takip etme şansınız da kalmadı!
• Aimbot’lara karşı ise makine öğrenimi ile donatılmış bir sistem var. Ama bu da yetmez, çünkü sunucu, oyundaki her hareketinizi doğruluyor. Yani “Ben bunu vurdum!” dediğinizde sunucu “Hadi oradan!” diyebilir. Gerçekten vurmuş musunuz yoksa hile mi yapıyorsunuz, sunucu hemen kontrol ediyor.

Riot Games, League of Legends’da kullandığı sistemleri Valorant’ta da uygulamış. Hileleri tespit ettiklerinde, anında oyunu iptal ediyorlar. Yani o hileciyi bulmak için oynamak zorunda değilsiniz. Ama bu arada, Valve’ın hilecileri banlamak için bekleme taktiğini unutun. Riot Games, hemen banlayarak hilecileri lobinize yolluyor! Bütün bu önlemler, oyuncuların adil bir deneyim yaşamasını sağlamak için alınıyor.

Lag ile Savaş: Riot Direct

Hilecilerden sonra gelen en büyük sorun ise lag. Riot Games, bu sorunu çözmek için kendi internet omurgasını kurmuş. Adı da Riot Direct. Bu, sizin ile sunucu arasındaki veri trafiğini hızlandırarak lag sorununu neredeyse ortadan kaldırıyor. Yani bu sayede sunucuya giden yolculuğunuz bir tür “fiber hızında” oluyor. Lag ile başa çıkmak için artık “Benim internetim kötü” demeyeceksiniz!

Riot Games, oyunculara 35ms ping ile oyun oynamayı vaat ediyor. Bu, FPS oyunları için oldukça önemli bir sınır. Eğer pinginiz 70ms ise, aslında oyun ve sunucu arasında 145ms’lik bir fark var demektir. Yani oyun içindeki zıplamalarınız, lag yüzünden daha da zorlaşacak. Ama Valorant, bu sorunları aşmayı başarıyor. Artık köşeden kafa çıkarma avantajı diye bir şey kalmayacak. “Peeker’s Advantage” diye adlandırdığımız bu durum, FPS oyunlarının korkulu rüyası. Ama Valorant bu durumu tersine çeviriyor.

Yüksek Sadakat: Oyun Deneyiminizi Bir Üst Seviyeye Taşıyor

Şimdi gelelim oyunun bir başka harika özelliğine: 128-tick sunucular. Bu, oyundaki hesapların saniyede 128 kere tazelendiği anlamına geliyor. Yani, ekran tazelemeniz ne kadar hızlı olursa olsun, sunucu da o kadar hızlı çalışıyor. Yıllardır 60Hz veya 75Hz monitörlerde oyun oynarken, artık 128Hz sunucular ile tanışıyoruz. Bu da vuruşlarınızın daha net ve doğru olmasını sağlıyor. Riot Games bunu Yüksek Sadakatli yani High Fidelity olarak adlandırıyor.

Bu yüksek sadakatli oyun, düşük performanslı oyuncuların hareketlerini de otomatik olarak 128’e yükseltiyor. Yani karşınızdaki oyuncu 20-30 fps ile oynuyorsa, bu durum sizin oyun deneyiminizi etkilemeyecek. Riot Games, bu sayede oyuncuların birbirleriyle adil bir şekilde rekabet etmesini sağlıyor. Eğer bütün bunları başarabilirlerse, taktik FPS’lerde aldığımız zevki bambaşka bir seviyeye taşıyacaklar.

Sonuç olarak, Valorant, hilecilerle mücadele etmek ve lag sorunlarını aşmak için müthiş bir çaba sarf ediyor. Eğer bu yaz oyunu oynama şansımız olursa, belki de FPS oyunlarında devrim niteliğinde bir deneyim yaşayacağız. Oynamak için sabırsızlanıyoruz! Umarız bu sefer “Ben bu oyunu bırakıyorum!” demek zorunda kalmayız.