Valve, oyuncu dünyasının kalbinde yatan Steam Oyun Festivali’ni bir kez daha hayata geçirdi. Kim bilir, belki de bu festival, Valve’ın gizli planlarının bir parçası ve aslında dünyayı ele geçirmeye yönelik bir strateji! Şaka bir yana, bu etkinlik, 10 Şubat’a kadar devam edecek ve bunun yanında yüzlerce oyunun demoları da oyuncuların beğenisine sunulmuş durumda. Yani, bilgisayar ekranınızın karşısında sabahlara kadar oturup oyunları denemek için harika bir bahane var. Kısacası, bu festivalin tadını çıkarın çünkü oyun oynamak, yalnızca bir hobi değil, aynı zamanda ciddi bir yaşam tarzıdır!
Festivalin web sayfasına girdiğinizde, yaklaşan etkinlikleri saat saat görebilirsiniz. Gerçekten de, bu kadar çok etkinlik varken, hangi oyuna odaklanacağınızı bilmek zor olabilir. Bazı geliştiriciler, oyunlarını kendileri oynarken, bazıları da oyuncularla canlı sohbetlere katılıyor. Yani, bir nevi “oyun oynarken sohbet muhabbet” etkinliği. Bu sayede, oyun geliştiricileriyle bir araya gelip, onlara “Bu oyunu neden böyle yaptınız?” diye sorabilir, belki de ilginç bir tartışmanın ortasında bulabilirsiniz kendinizi.
Tabii ki yerli yapımlar da bu festivalde yer alıyor. Onlardan biri, Cultic Games’in merakla beklenen oyunu Cats and the Other Lives. Bu oyun, Stygian Reign of the Old Ones’tan sonra gelen bir ürün ve evet, kedilerle ilgili! Ah, kediler… Onlar hakkında bir oyun olunca, insanın içi kıpır kıpır oluyor. Bu oyun, dağılmış bir ailenin yeniden bir araya gelme hikayesini, evin kedisi Aspen’in gözünden anlatıyor. Düşünün, kedinizin bakış açısından dünya nasıl bir yer? Oyun, kısa bir süreliğine etkinlik kapsamında erişilebilir olacak ve hem İngilizce hem de Türkçe dil desteği sunuyor. Yani, kedinizle birlikte bu maceraya atılmanız için dil bilginizle ilgili bir engel yok!
Bir diğer dikkat çekici yerli yapım ise Anord. Bu oyun, bağımsız oyun stüdyosu Auteur Theory tarafından geliştirilmiş. Kıyamet sonrası bir gelecekte geçen bu oyun, tam anlamıyla bir Korku, Aksiyon ve RPG karışımı! Düşman saflarına sızmak için bir sayborg olarak oynadığımız bu oyunda, karakterimizle güçlü düşmanlara karşı koymak için becerilerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Yani, aslında kıyamet sonrası hayatta kalma mücadelesi verirken, bir yandan da RPG evreninde kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Anord’un alfa demosunu oynamak, yaklaşık 10 dakika sürüyor ama bu 10 dakika içinde oyun hakkında bir fikir edinmek için oldukça eğlenceli bir fırsat sunuyor. Tıpkı bir fast-food restoranında “Bu hamburger ne kadar lezzetli?” diye sormak gibi, hızlıca tadına bakıp kararınızı verebilirsiniz!
Festivaldeki bu demoları denemek, eğlenceli bir deneyim olmanın ötesinde, yeni oyunlar keşfetmek için de harika bir fırsat. Eğer siz de kendi geliştirdiğiniz oyunları veya önerdiğiniz demoları paylaşmak isterseniz, yorumlara yazmaktan çekinmeyin. Unutmayın, bu etkinlik, yalnızca oyun oynamak için bir bahane değil, aynı zamanda yeni arkadaşlar edinmek ve topluluğun bir parçası olmak için de harika bir fırsat. Oyun dünyası, her zaman daha fazla katılımcıya ihtiyaç duyar!
