Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2: Phyre’ın Kahve Bağımlılığı ve Gizemli Damgası
Phyre'nin kahve bağımlılığı, vampir hayatına enerji katan bir doz! Gizemli damgası ile kim bilir, belki de latte vampirleri keşfediyoruz!
11 saat önce
Bir zamanlar, gerçek vampirlerin, kan terleyen ve gecenin karanlığına saklananların hikayeleriyle dolup taşan bir dünyada yaşıyorduk. Ama şimdi, o karanlık dünyadan fırlayıp gelen yeni bir haber var! Evet, Vampire: The Masquerade – Bloodlines 2 ile ilgili tüm belirsizlikler Paradox’un yeni geliştiricisini açıklamasıyla birlikte oldukça aydınlanmaya başladı. Geliştirici deyince, hepimizin aklına gelen isimlerden biri: The Chinese Room! Şimdi, bu ismin sadece tatlı bir Çin yemeği ismi olmadığını hep birlikte öğreniyoruz. Bilin bakalım, bu yeni geliştirme sürecinde bizi neler bekliyor?
Yeni geliştirici günlüğü, oyunla ilgili heyecan verici bilgiler sunarken, aynı zamanda bir vampirin nasıl içecek yerine “kafein bağımlısı” olmak zorunda kaldığını da sorgulatıyor. Phyre adlı ana karakterimiz 100 yıllık bir uykudan uyanarak modern Seattle sokaklarına düşmüş. Bu, her türlü *sorun için sabah kahvesi içen modern insanın* yanında bir vampirin hislerini de tasvir ediyor! Phyre’ın elinde bulunan gizemli damga ise garip bir biçimde başında bulunan Fabien adındaki vampirle bağlantılı. Ah, bir vampir için uyanmak bu kadar zor ve karmaşık mıydı? Yani, bazen kahve içmek yerine bir bardak taze kan mı daha iyi olunur, onu tartışmalıyız!
Bu hikaye, bizi heyecanlandırmaktan geri kalmazken, Phyre’ın görünüşüne de dikkat çekelim. Videodaki görüntüsüne göre, kendisi bir kadın olarak beliriyor. Ama işin ilginç tarafı, oyunun başında cinsiyetimizi, giysilerimizi ve klanımızı da seçme şansımız olacak. Yani, kendinizi bir vampir olarak nasıl hayal ediyorsanız, o şekilde oluşturma fırsatı sunuluyor. Düşünsenize, bir vampir olup da çiçek desenli elbise giymek! Ah, bunun için bir *podyum şovuna* ihtiyaç var!
Şimdi, izleyiciler olarak merak ettiğimiz en büyük mesele, Phyre’ın bu “gizemli damga” ile birlikte ne tür olaylar yaşayacağı. Bu damga acaba bir şans mı, yoksa başına dert açacak bir lanet mi? Kim bilir, belki de bir gün “Phyre’ın Kahvesi” adında bir kafe açarız ve “Kan yerine espresso” sloganıyla vampirleri bekleriz. Belki bu, Los Angeles’ta yeni bir vegan kafe açmaktan daha karlı çıkabilir! Hayat kısa, gazlar uzun!
Eğer bu büyüleyici hikaye bizleri daha fazla heyecanlandırmayı başarırsa, kesinlikle yeni bir favorimiz haline gelecek. Vampir hikayeleri, karanlık atmosferi ve derin karakterlerle dolu; fakat The Chinese Room, tüm bu unsurları muhtemelen *eleştirel bir mizah anlayışıyla* harmanlayarak gözler önüne serecek. Sonuçta, kim derdi ki vampirler de bir yandan kahve bağımlısı olsun? Şu an yalnızca Seattle‘da değil, tüm dünyada vampirler için sıradışı bir macera başlamaya hazırlanıyor!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?