Warner Bros ve DC Sinematik Evreni: Cyborg’un Kaybolan Hikayesi
Cyborg'un kaybolan hikayesi, Warner Bros ve DC evreninde kaybolmuş bir şaka gibi! Robotik kahramanımız nerelerde?
21 saat önce

Warner Bros ve DC Sinematik Evreni her zaman bir aşk hikayesi gibi olmuştur; biraz tutkulu, biraz karmaşık, ama en nihayetinde çoğu zaman hayal kırıklığına uğratan bir ilişki. Hayranlar sürekli olarak “Acaba bu sefer mi?” diye umut ederken, stüdyolar da “Bakalım bu sefer neyi mahvedeceğiz?” şeklinde bir yaklaşım sergiliyor. Son zamanlarda, DC’nin yaşadığı kargaşa, bir grup süper kahramanın bir araya geldiği bir partide çıkan kavga gibi. Herkes bir şeyler söylüyor, herkes bir şeyler yapıyor ama sonunda kimin kime vurduğunu kimse bilmiyor. İşte bu karışıklığın tam ortasında, Ray Fisher adında bir kahraman var ki, kendisi tam anlamıyla bu kargaşanın baş aktörü oldu.
Her şey, Justice League filminin yönetmeninin değişmesiyle başladı. Zack Snyder‘ın yerini Joss Whedon aldığında, Fisher’ın canlandırdığı Cyborg karakterinin sahneleri bir anda kayboldu. Adeta bir sihirbaz gibi, “Hocus Pocus, Cyborg yok!” demişler gibi. Fisher, bu duruma itiraz ederek, setin arka planında yaşanan kötü davranışları ifşa etmeye başladı. “Bize burada kötü davranıyorlar!” diye haykırırken, diğer oyuncular da ona destek vermek için sıraya girdi. Bu durum, Warner Bros’un bir soruşturma başlatmasına neden oldu; ancak sonuç olarak, “Soruşturma ne oldu?” diye sormaktan başka bir şey yapmadılar.
Şimdi ise Fisher, WB ile daha fazla çalışmak istemediğini açıkladı. Bu durumu duyduğumda, “Acaba Warner Bros’un bu kadar kötü bir üne sahip olmasının sebebi Fisher mı?” diye düşündüm. Fisher, DC Filmleri Başkanı Walter Hamada‘nın “Yalan dolanları” ve Warner Bros’un halkla ilişkiler departmanının başarısızlıklarını eleştirirken, “Ona karışmayacağım!” diyerek tavrını net bir şekilde ortaya koydu. Tam da bu noktada, The Flash filmi için senaristler, Cyborg karakterini senaryodan çıkarmak için kolları sıvadı. Yani, kısacası, Warner Bros’un “Bir süper kahramandan daha fazlası olmak istiyoruz” çabası, “Bir süper kahramanı kaybetmek istemiyoruz” noktasına geldi.
The Flash filminde, Ben Affleck ve Michael Keaton gibi Batman’ler bir araya gelirken, Cyborg’un olmaması, hikayenin gidişatını ne kadar değiştirecek, bu da bir muamma. Tıpkı bir bulmacanın eksik parçası gibi, “Nerede bu Cyborg?” sorusunu sormaktan kendimi alıkoyamıyorum. Orijinal Flashpoint hikayesinde yer alan Cyborg’un yerinin boş kalması, belki de tüm hikayeyi baştan aşağı değiştirecek. Ne de olsa, her zaman bir kahramanın eksikliği, tüm dengeyi bozabilir!
- Wonder Woman 1984 incelemesi: Klişeler geçidi, orada bir şeyler oluyor!
- The Flash filmi, DCEU’nun daha önce gitmediği yerlere götürecek, ama Cyborg olmadan mı?
Daha önce, Ezra Miller ile ilgili de sıkıntılar yaşandı ve bazı hayranlar, “Bu adamı istemiyoruz!” diye bağırdı. Yani, daha çekimlere bile başlamadan önce, bu film ne kadar sorun yaşayacak, merakla bekliyorum. DC hayranları olarak, Snyder Cut için dört kolla sarılırken, DCEU’daki genel durum oldukça karamsar bir tablo çiziyor. Her an bir süper kahramanın daha başının belaya girmesi olası. Ama ne de olsa, bu bizim DC evrenimiz ve her şey mümkün! Belki de en sonunda, “Süper kahramanlar da insan!” mesajını vermek için bir senaryo yazabilirler. Kim bilir, belki de bir gün Cyborg geri döner ve “Beni unuttunuz mu?” diye sorar!
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?