Wo Long: Fallen Dynasty – Nioh Tarzında Yenilik Arayışı
Wo Long: Fallen Dynasty, Nioh tarzında yenilik arayışında epik bir macera sunuyor. Aksiyon dolu dövüş ve derin bir hikaye sizi bekliyor!
3 saat önce

“Souls-gibin” tarzı artık benim için cidden sıradanlaştı. Bunun nedeni, her fırsatta Miyazaki’nin stilini kopyalayanların, bu türe anlam katmak için yetersiz kalması. Steam’de iki boyutlu, Metroidvania unsurları barındıran Dark Souls benzeri oyunlar ile dolup taşıyor. Sürekli bir depresyon teması, belirsiz bir hikâye ve ölümsüzlük laneti ile baş başa kalmış bir ana karakter… Öte yandan, farklı türlerde bir araya getirilip alakasız mekanikleri kullananlar bile var! Remedy’nin yılların deneyimi ile oluşturduğu Control oyununda bile Dark Souls tarzı kayıt noktalarının kullanımını anlamak istiyorum. Sonuç olarak bu kadar benzerliklerin artması, insanların kendi oyunlarını bu ortak tema içinde konumlandırmalarına neden oldu. Ancak, Ninja Gaiden ile tanıdığımız Doğulu “zor oyun stüdyosu” Team Ninja, bu formülü nasıl yenileyip geliştirebileceğini gösterdi. Nioh, güç fantezisi ile Soulslike alt türleri arasında kusursuz bir denge kurarak bizlere eşya temelli gelişim sistemi sundu. Hem ilki hem de ikincisi, beklentileri fazlasıyla karşılayan bir içerik sundu. Bu yüzden 400 saatin üzerinde zaman harcadığım Nioh oyunu kadar merak ettiğim “Nioh gibi ama Nioh değil, Çin’de geçiyor” temalı Wo Long’a mutlaka göz atmam gerekiyordu. Peki, beklentilerim neydi ve karşılaştıklarım nelerdi? İşte bu soruları sizlerle detaylı bir şekilde tartışmak için buradayım. Nioh’u sevmeyenler bu noktadan uzaklaşabilirler, çünkü karşılarında ilgilerini çekmeyecek bir içerik var. Ancak Nioh’a bayılanların yanıma toplanmasını istiyorum, zira derin bir tartışma yapmamız gerekecek.
Wo Long, Çin’de geçen bir Nioh 3 mü? Bu sorunun kesin bir yanıtı yok. Wo Long, az miktarda Elden Ring ve biraz Sekiro, ama hala daha çok Nioh izleri taşıyor. Oyun, hikaye anlatımı ve sunduğu yönler bakımından Nioh ile oldukça benzerlik taşıyor. Nioh’da Sengoku dönemi Japonya’sındaki savaşların fantastik versiyonlarını görüyorsak, burada da Üç Krallık dönemindeki Çin komutanlarının çatışmalarına tanıklık ediyoruz. Her iki oyunda da güç arzusunu simgeleyen nesneler mevcut. Nioh’da Amrita, Wo Long’da ise peşinden koşulan Elixir var, hatta bunların renkleri bile benziyor. Kale burcundan diğerine koşuyorsak, burada da surları aşıyoruz. Büyük rakiplerin “kutsal canavarları” bize dost gözüyle bakarken, burada da nurlu varlıkların tanıdıklığına maruz kalıyoruz. Ne yazık ki, hikaye ile ilgili derin bir anlatım öğesi yok, her şey bölüm aralarındaki uzun flashback’lerle aktarılıyor. Ancak, Wo Long’a merakla bakanların oyunun hikayesinden etkilenmesini beklemek pek mantıklı değil. Eğer Team Ninja oyunlarına aşina iseniz ve Üç Krallık dönemini seviyorsanız, belki hikaye ilginizi çekebilir. Ancak, dürüst olursam, ben ara sahneleri geçmekten kaçınmadım. İlk kez oynayanlar belki de çoğu detayın ne anlama geldiğini merak edebilir. Oyun içi ansiklopediden araştırarak, ara sahnelerde gördükleri karakterlerin kim olduklarını öğrenebilirler.
Sek Sek Sekiro Oynanışa gelirsek, işin o kısmı daha karmaşık ve ironiktir. Wo Long’daki savaş sistemi, Team Ninja’nın beklediğinizden daha sade ve tekdüze. Oyundaki temel döngü, üç ana eylemden oluşuyor: savuşturmalar, normal saldırılar ve Spirit Attack adı verilen özel saldırılar. Karakterimiz ve düşmanlarımızın bir Spirit barı var. Bu bar oyun başlangıcında nötr durumda. Bu barı pozitif yönde doldurmak için mükemmel zamanlamış savuşturmalar ve normal saldırılar düzenleyerek, elde ettiğimiz Spirit kaynağını kullanıyoruz. Düşmanın Spirit miktarını düşürmek, onu sersemletip bitirici hareketimizi uygulamak için fırsat veriyor. Ancak, bu temel mekanik Wo Long’u Nioh’dan uzaklaştırarak Sekiro’nun öz kardeşi haline getiriyor. Wo Long ile Sekiro arasında dört önemli fark var. Birincisi, Sekiro’daki farklı defans türleri, Wo Long’da yalnızca tek bir deflect hareketi ile karşılanıyor. Ayrıca, Sekiro’da tek bir ana silah kullanılırken, Wo Long’da pek çok silah arasında seçim yapmanız gerekiyor. Üçüncü olarak, Sekiro’daki yalnız kurt özelliği yerine Wo Long’da sürekli yardımcı karakterler var. Dördüncü fark ise Wo Long’un çok daha hızlı bir oyun olması.
Kolbastı Stili Savaş Wo Long’un belirleyici unsuru hız ve momentumdur. Sürekli hareket ediyorsunuz; ileri, geri, yanlara ve havaya doğru. Savuşturma hareketiniz de statik değil, yönlendirilmiş. Düşman size doğru geliyorsa, onu savuşturup hemen atak yapmanız gerek. Bu kadar reaktif bir oyun, bazen sizi kaybolmuş hissettirebilir. Sürekli düşmanın hareketlerine odaklanmalısınız, zira düşmanlar da bir o kadar agresif ve çevikler. Bir an bile nefes almanız, düşmanların hızına karşı bir dezavantaj olabilir. Oyun hızı bazı durumlarda heyecanlı olsa da, çok fazla düşmanın bir arada bulunması ve bölüm sonu rakiplerinin hızları can sıkıcı olabiliyor. Düşmanların farklı saldırı kombinasyonları içinde aniden size dönmesi, mücadele durumunu gözünüzde canlandırıyor. İşte Wo Long oynamak, bazen böyle bir deneyim.
Bir Silah Bir İnsan, İki Silah İki İnsan (Değil) Nioh severleri üzecek bir başka sorun ise Team Ninja oyunlarının ikonik kombinasyonlarının Wo Long’da oldukça basit olması. Oyunu incelediyseniz, çok hareketli ve dikkat çekici saldırı sekanslarının hiçbirinin özel bir mekanizması olmadığını göreceksiniz. Her silah tipinin tek bir kombosu mevcut ve tüm bu saldırılar normal saldırı tuşuna basmakla gerçekleştiriliyor, teknik bir derinliği yok. Herhangi bir silah türünü seçerseniz, sürekli aynı kombineleri uygulamak zorunda kalıyorsunuz. Nioh’daki gibi, silahların özelleştirilmesi ve güçlendirilmesi ihtiyacı hissedilmiyor. Bu sistemin tekdüzeliği, savaş deneyimini önemli ölçüde kısıtlıyor. Wo Long’un yaklaşık 30 saat sürdüğünü ve bu sürede düşman çeşitliliği sunması beklenirken, çoğunlukla tanıdık muamele ile karşılaşıyorsunuz. Yeterince derinlik sağlanmaması bu deneyimi olumsuz etkiliyor.
Hanedan Çeyizi De Bir Başka Oluyormuş Oyunun gücünü ayakta tutan bir diğer unsur ise ganimet sistemi. Ancak bu sistem de pek tatmin edici değil. Nioh ile Wo Long’un benzerlik gösterdiği en önemli noktalardan biri, ganimet sisteminin evrimi. İki oyunda da, normal zorluk seviyesinde, ganimet sistemi ve karakter gelişimi önemli değil. İlk kez oynarken en yüksek hasar veren silahlar ve koruma değerine sahip zırhlar ile ilerliyorsunuz. Nioh’da zorluk seviyesini artırdığınızda yeni eşyalara ulaşabileceğiniz bir motivasyon buluyordunuz. Fakat Wo Long’da, Dark Souls’a benzer bir sistemle eşyalarınızı geliştirebiliyorsunuz, ancak bu durum iki sıkıntı doğuruyor. İlk olarak, envanteriniz sürekli doluyor ama yeni eşyalarla değişim yapmanız gerekmiyor, bu da sirkülasyonu engelliyor. İkinci sorun ise, geliştirdiğiniz silahların değerlerini karşılaştırırken yaşanan zorluktur. Nioh’daki çeşitlilik Wo Long için geçerli değil.
Üç Krallık, İki Seri, Tek Motor Tüm bu detaylarla birlikte teknik yönler de önem kazanıyor. Ne yazık ki, Wo Long grafiksel olarak oldukça sıradan bir görüntü sunuyor. Eski nesil bir oyun olduğundan, görsellik beklemek haksızlık olurdu ama önceki oyunlardan sonra bir ilerleme kaydettikleri umudunu taşımıştık. Ancak yine o eski motorları kullanarak, ortalama bir düzeyin altında kalıyorlar. Sanat tasarımı biraz daha özenilmiş olsa da, genel grafik kalitesi yetersiz kalıyor. Ayarlara gelirsek, oyun PC platformunu kullanmayı başaramıyor, basit bir ayar sunmasına şükretmek zorundayız. Kontrol sistemleri de tam anlamıyla sorunlu; özellikle fare kontrolleri. Düşmanları doğru bir şekilde vurmak neredeyse imkansız hale geliyor. Wo Long: Fallen Dynasty, Steam fiyatlarının 600’den 900’e yükseldiğini düşündüğümüzde, kesinlikle tam fiyattan alınmayı gerektiren bir oyun değil. Yarı fiyatını bile düşünerek almayı düşünürdüm. Ancak, Xbox Game Pass’te mevcut olduğu için denemesi zarar getirmeyecek bir seçenek sunuyor.
Henüz yorum yapılmadı, ilk yorumu sen yapmak ister misin?