XDefiant: Ubisoft’un Yeni FPS Oyunu ile Aksiyon Dolu Bir Deneyim

Bir oyunun başarılı olabilmesi için sadece eğlenceli olması yetmiyor, daha birçok faktör gereklidir. Düşünün, piyasada herkesin bir şekilde emek harcadığı, sayısız oyun var. Tam zamanında çıkmak, doğru kitlelere ulaşmak ve onların dikkatini çekmek büyük farklar yaratabiliyor. Örneğin, Apex Legends, neredeyse sessiz sedasız ve hiç reklam yapmadan piyasaya sürüldü. Oyuncular, PUBG’den bıkkınlık yaşadıkları bir dönemde yeni bir oyun arıyorlardı ve Apex, hızlı yapısıyla anında benimsenmişti. Tam da o sırada, Call of Duty’nin yapımcısı Mark Rubin’in liderlik ettiği XDefiant, oyuncuların Warzone ve haliyle Call of Duty’den sıkıldıkları dönemde benzer bir dalgayı yakalayabilme potansiyeline sahip. Eğer Overwatch ve Call of Duty’nin henüz dünyada bilinmeyen bir gizli çocuğu olsaydı, bu kesinlikle XDefiant olurdu.

Bu oyun, 6v6 yapısında farklı görevler etrafında dönerken, bölgeleri koruma temalı sade modlardan tutun, hedefi belirli noktalara taşımaya yönelik Escort moduna kadar geniş bir içerik sunuyor. XDefiant, Ubisoft’un tüm markalarının değerini arkasına aldı ve böylece oyuncuların aşina olduğu karakterler oyunda yerini aldı. Division’dan hatırlayacağınız o veba yüzünden *kafayı yiyen* Cleaners, Watchdogs’un Dedsec’i, Farcry 6’nın özgürlükçü yüzleri Libertad, Ghost Recon’un Phantom’ları, ve elbette Splinter Cell’in Echolon’u oyunda oynamak için sıraya girmiş. Her grup kendine özgü silahları ve özel yetenekleriyle donatılmış. Örneğin, Cleaners üzerlerine ekledikleri alev püskürtücü drone ile tam bir koridoru ateşe verip temizleyebiliyorlar; bu cümleyi okuduğunuzda muhtemelen kafanızda o alev püskürtücü drone’un neden bir kahraman değil de bir suçlu olabileceğini sorguluyorsunuz, değil mi? Echolon’lar ise hızlı düşünmeleriyle rakiplerinin arkasında görünmez olarak ortaya çıkabiliyor.

Tabii ki, XDefiant’ın eski Ubisoft karakterlerine dair bir süre sonra boğulmuş gibi hissedeceksiniz. Eğer sevdiğiniz bir Ubisoft ekibi henüz oyunda yer almadıysa üzülmeyin, çünkü Ubisoft’un umudunu asla kaybetmeyeceği bir geçmişi var: Prince of Persia ve Rayman’e kadar uzanabileceği kesin. Oyun, birçok yönüyle Call of Duty’yi anımsatıyor; özellikle saldırı tüfeklerini ve makineli tüfekleri kullanırken bir yabancı gibi hissetmiyorsunuz. Vurduğunuz düşmanların ölüm süreleri de Call of Duty’ya oldukça yakın, uzun mesafelerde silahlara bağlı olarak değişkenlik gösterse de yakın mesafede güçlü oyuncuların can yakması an meselesi.

Geçtiğimiz hafta beta öncesinde XDefiant’ı deneme şansını buldum ve en azından bir buçuk saat boyunca farklı sınıfları ve kombinasyonları test etmeye çalıştım. Öyle güçlü sınıflar var ki, aynı zamanda özellikle öne çıkan bir grup olduğunu söylemek zor. Mesela, başta Echolon’un görünmezliği çok güçlü geliyordu ama bir süre sonra görünmezken oluşturdukları *gölgeli av* görüntüsüne alıştığınızda, onların peşine düşmek o kadar da zor değil. Bu sınıfı kullanırken düşmana saldırmak yerine kaçarken görünmez kalmanın daha etkili olduğunu anladım; hayal edin, bir tarafa doğru koşuyorsunuz ve diğer tarafta bir keskin nişancı. Kıskanılacak bir şekilde bir yandan onları yem olmaktan kurtuluyorsunuz, bir yandan da etrafa etki yaratıyorsunuz.

Oyun içindeki bölümler ise oldukça dikkat çekici. Tıpkı karakterler gibi bölümler de Ubisoft’un oyunları baz alınarak tasarlandı; New York’un kenar sokakları bir anda Rainbow Six’den çıkmış gibi görünüyor. Özellikle Escort modları için tasarlanan haritalardaki yan yollar, iyi bir oyuncunun düşman ekibinin arkasına geçmesini ya da onları ters açılardan avlamasını oldukça kolaylaştırıyor. Pompalı tüfekle ya da keskin nişancı olarak etkili olabileceğim birçok nokta buldum, bu beni fazlasıyla mutlu etti. Şimdiden belirteyim, oyun çok hızlı bir yapıya sahip olduğu için Quickscope atmak o kadar kolay değil ama düşmanı tek vuruşta indiren tüfeklerle harikalar yaratacak oyuncuların çıkmasını sağlayacaktır.

Eğer Call of Duty’yi pahalı buluyorsanız veya Overwatch sizi sıkmaya başladıysa, XDefiant’a en azından bir göz atmak için yeterli sebebiniz var demektir. Rainbow Six Siege’e gösterilen ilgi ve sevginin yarısını XDefiant’a gösterirse, elimizde çok ama çok uzun süre hayatta kalacak ve kendine sağlam bir topluluk oluşturacak bir oyun olacağını düşünüyorum. Yakın zamanda kapalı beta açılan XDefiant’ı dikkatle takip etmeniz kesinlikle yararınıza olacaktır. Oyun dünyasının yeni “büyük oyunu” olma ihtimali hayli yüksek, bu yüzden gözlerinizi açık tutun!