Yakuza: Like A Dragon İncelemesi – Ichiban’ın Macerası

Yakuza: Like A Dragon, nihayet Batı piyasaları için resmi çıkışını gerçekleştirdi. Tamam, belki bazıları “Yakuza mı, ne de olsa daha önce de birkaç oyun çıkmıştı” diye düşünebilir, ama bu oyun, seriyi yeniden başlatan bir soft reboot olarak karşımıza çıkıyor. Yani, eski günleri özleyenler için bir nostalji yolculuğu, yeni başlayanlar içinse tamamen farklı bir deneyim sunuyor! Hikaye, Kiryu’nun maceralarıyla benzerlikler gösteriyor, fakat bu sefer ana karakterimiz Ichiban, hapse girmeden önce bir Yakuza üyesi olarak karşımıza çıkıyor. Tıpkı Kiryu gibi, Ichiban da hapisten çıktıktan sonra bambaşka bir dünyayla karşılaşacak, ama bu sefer yanında daha fazla dost bulacak gibi görünüyor. Yani, yalnız bir süper kahraman olmaktan ziyade, ekibiyle birlikte savaşa girecek.

Oyunun fragmanına geçmeden önce, biraz karakterimiz Ichiban’dan bahsedelim. Kendisi, bir beysbol sopası ve biraz da hayal gücü ile Yakuza dünyasında krallığını ilan etmeye çalışan bir adam. Gözünüzde canlandırın; taşa saplanmış beysbol sopası, Ichiban’ın elinde. “Ben buradayım ve artık bu dünyayı ben yöneteceğim!” diye haykırıyor. Tabii ki, bu sahnede her zamanki gibi mizah dozu yüksek. Hani bazıları, “Bu adam ciddi mi?” diye düşünebilir, ama Yakuza serisinin ruhu bu işte! Gülmek, eğlenmek ve biraz da gözyaşı dökmek için bu oyunu oynamak şart!

Fragmanda, Ichiban’ın beyzbol sopasıyla krallığını ilan ettiği o sahne, sadece bir başlangıç. Meşhur “bezli adamlar” ve “biberondan süt içme” sahneleri de var. Evet, doğru duydunuz, biberondan süt içme! Yakuza dünyasında ne görseniz yeridir, değil mi? Hatta “kabuklu” sahnesini de unutmamak lazım; burada kabuklu bir şeyin ne olduğuna dair birçok spekülasyon yapılabilir. Ama biz esasen oyunun mizahi yönüne odaklanalım. Yakuza serisi, her zaman absürt durumları ve komik karakterleri ile tanınır, bu yüzden Ichiban’ın hikayesi de bu gelenekten sapmıyor.

Hikayeye dönersek, Ichiban hapisten çıktıktan sonra, ona bir Yakuza üyesi olmanın getirdiği tüm zorluklarla yüzleşmek düşecek. Ancak bu süreçte, Kiryu’nun yalnızlığını bir kenara bırakıp, yanında dostlarıyla birlikte hareket edecek. Yani, eğer bir grup halindeki çatışmalar hoşunuza gidiyorsa, bu oyunun savaş mekanikleri tam size göre. Takım bazlı bir yapı ile oynanabilecek bu sistem, serinin daha önceki oyunlarından farklı bir deneyim sunuyor. Oyun sadece dövüş sahneleriyle değil, aynı zamanda karakterler arası diyaloglarla da oldukça zengin bir içerik barındırıyor.

Şimdi, Yakuza dünyasında neden bu kadar çok sevildiğimizi sorgulamaya başlayabiliriz. Goro Majima’yı sevmek bir suç mu? Bence değil! O, serinin en sevilen karakterlerinden biri. Her zaman bir şeyler yapıp, insanları güldürmeyi başarıyor. Fragmanın kapanışında gözyaşlarım sel oldu, sevgili Oyungezerler; bu oyun beni duygulandırmayı başardı. Kim bilir, belki de Ichiban’ın dostlukları ve maceraları, Yakuza hayranlarının kalbini yeniden fethedecek.

Yakuza: Like A Dragon, 10 Kasım itibariyle PC, PS4, Xbox One ve Xbox Series için çıkışını gerçekleştirdi. Ve elbette, çıkış gününde PS5 oyunları arasında da yerini alacak. Şimdi, bu oyunun Asya pazarı dışındaki takipçilerinden nasıl tepkiler alacağını merakla bekliyoruz. Yakuza dünyası, eğlenceli karakterleri ve aksiyon dolu hikayeleriyle her zaman hatırlanacak ve umarız ki bu yeni oyun, serinin ruhunu daha da ileriye taşıyacak!